Tomb Raider: A Survivor is born

Share

İlk çıktığı yıllardan beri oynadığım Tomb Raider serisinin son oyunu “A Survivor Is Born”. İlk yılların bol bulmacalı hoplamalı zıplamalı oyunlarındaki cool Lara’nın havasının nereden geldiğini bu oyunda anlıyoruz. Çünkü bu oyunda Lara çok genç ve oyun boyunca tam bir yaşam savaşı veriyor. Böyle bir maceradan çıkan Lara’nın sonraki maceralarda korkusuzca yol alması normal. Diğer oyunlardan bence farkı, insani duygularının daha iyi hissettirilmesi olmuş. Yani bu Lara acıkıyor, acı çekiyor hatta korkuyor. Sonraki oyunlarda(daha doğrusu öncekilerde) hep aklıma gelen bu kız hiç üşümez mi, korkmaz mı, acıkmaz mı soruları bu son oyunda çözülmüş. Ayrıca oldukça fazla silaha sahibiz. Sıkça karşımıza çıkan kamp ateşlerinin başına çöktüğümüzde daha fazla yetenek edinmemiz, silahlarımızı geliştirmemiz de mümkün.

Tüm seriyi oynamış bir oyunsever olarak Underworld ve bu son oyun benim favorim. The guardian of light ise üzgünüm ama 1996 yılında çıkan ilk oyundan daha kötüydü bence. Son oyunda diğer oyunlarda olduğu gibi oyunun çözümüne baksam mı bakmasam mı diye hiç düşünmedim. Çünkü bu oyun diğerleri gibi çokca bulmacayla örülü bir şekilde ilerlemiyor. Yetenek ve hızlı karar verme daha önde bu oyunda. Bir güzellik de save’ler için yapılmış. Save’ler çok az geriden başlıyor bu şekilde oyundan kopmanız önlenmiş. Oyunda hint olarak kullanabileceğiniz L1 ile, gideceğiniz yeri sarı bir ışık olarak görebiliyorsunuz ayrıca etrafta zararlı olabilecek, düşman, vahşi hayvan gibi unsurlar da kırmızı olarak görülüyor. Sürekli bir hayatta kalma heyecanıyla oynuyorsunuz oyunu, bu gerçeklik adrenalinize tavan yaptırıyor.

Gelelim konuya; Bir Japon efsanesinin peşine düşmeye karar veren Lara ve arkadaşları bir gemiyle yola çıkarlar. Bütün felaketleri mıknatıs gibi üzerine çeken kahramanımızın gemisi batar ve kendisini bir adada bulur. Ve hayatta kalma mücadelesi başlar….

Not: Oyunun başlarında bir geyik vurmak zorunda kalan ve üzülüp “yazık amaaa” diyen ben oyunun ortalarında etrafta koşuşup duran tavuklara ok atarken buldum kendimi. Survivor kanıma mı işledi nedir?

Başak Üsgülen

Başak Üsgülen

25 Haziran 1975'de İstanbul'da doğdu. Herkes renkli televizyona yeni geçmişken o çocuk yaşta oynamaya başladığı ZX Spectrum bilgisayarı sayesinde teknoloji dünyasına giriş yaptı, bir daha da çıkamadı. Marmara Ün. İkt. ve İdr. Bil. Fak. Büro Yönetimi sonrasında İnsan Kaynakları eğitimi aldı. 14 yıllık iş hayatına kısa bir ara verdi ama boş duramadı blog yazmaya başladı. 5 yıl önce kendisi gibi oyun ve teknoloji delisi olan hayatının aşkıyla evlendi. dunyaminblogu.blogspot.com adlı blogunda, oynadığı oyunlar, yaptığı seyahatler, katıldığı etkinlikler, kullandığı teknolojik aletler kısacası dünyasında olup bitenlerle ilgili yazmaya başladı. Bir süre önce blogundaki yazılar sayesinde Serinletici tarafından keşfedilip, yazar kadrosuna alındı.

You may also like...