Oluklu Mukavva Üstündeki Adam İle Sohbetler-Kader

Share

image
   Oluklu mukavva üstündeki adam, kimseyi ismini söylemediği için öyle biliniyor her gün yanından geçenler ve yakınlarında esnaflık yapanlar tarafından. Bilge evsizlerden oda her gün yanına gelen sayısız kişiyle şarap parasına sohbet ediyor. Bir caddenin hiç bir yere açılmayan çıkmaz bir sokağında çıkmaza giren hayatına karşı ironik bir duruş sergiliyor oluklu mukavvasının üstünde.

                                               ******     

     Sürekli kol saatini kontrol eden bir adam yanaştı yanına, her halinden canının sıkkın ve bir acelesinin olduğu belliydi. Her halinden daha çok bekleyeceği anlaşılıyor ve bu durum adamın canını iyice sıkıyordu. Yüzüne güneşin sıcak eli değen oluklu mukavva üstündeki adamımız yavaş yavaş araladı gözlerini, aceleci adamımız ise onu henüz farketmiş ve irkilmiş gözlerini yuvalarından guguklu saatin kuşu gibi fırlatırcasına baktı oluklu mukavva üstündeki adama. Hiç istifini bozmadan buyur etti yanına “Anlaşılan çok bekleyeceksin, gel iki laflayalım.” En başta gururuna yediremedi aceleci adamımız, mırın kırın etti, sonunda ilişti ama mukavvanın bir ucuna. Aceleci olduğu kadar boşboğaz olduğunuda gösterdi dakikasında “Demek senin kaderinde buymuş.” dedi hiç düşünmeden. Mukavvanın hak sahibi uzun ve alacalı sakallarının arasından belli olmayacak bir tebessüm ile karşıladı bu sözü ve akşamdan kalma şarabının son yudumunu sıyırdı çatlamış beyaz diliyle. Boğazını hafifçe ıslattıktan sonra tebessümü gözlerine aktararak baktı mukavva misafirine ve başladı söze.

                                                  ******

    “Kader.” dedi, dedikten sonra bir kaç kez kuru bir öksürük patlattı. “Aslında bakarsan benimkisi kader sayılmaz, bu durumum tamamen kendi tercihlerime ve aldığım hatalı kararlara bağlı. İhmal ettim, kendimi değil, kendimi her zaman çok sevdim, çok değer verdim, zaten her şeyi de kendim için yaptım ya.. Peki neyi ihmal ettim biliyor musun? Önce ailemi, anamı, babamı, sonra sevdiğim kadını.. Peki ne için? Başarı, para ve şu an senin yetişmeye çalıştığın yerlerde olmak için. Hiç birisine zamanımı ayırmadım, sevgimi, ilgimi…Peki nasıl düştün bu duruma? diye sorma, hatırlamıyorum. Ama düştükten sonraki günlerim dün gibi aklımda. İlk başlarda az önce dediğin gibi kader diyordum. Kader! Demek buymuş kaderim, burasıymış sonum, razı olacağım çekeceğim. Razı oldum ama, kader değil bu, benim hatam, benim suçum. Sence bu kader olabilir mi?”
                                                  ******
    Birkaç dakika sonra mukavva misafirinin beklediği araç geldi, istifini bozmadan bindi ve egzos dumanını geride bırakarak gözden kayboldu.
 
Samet Yavuz

You may also like...