Formula 1 Türkiye’ye Neden Gelmez?

Share

Motorsporları adına  2005-2011 arasını yaşamış olmamız bizim için çok özel bir durum. Biz Formula 1 severler belki de bir avuç insanız  spor kavramının içini sadece futbolla dolduran bu ülkede. Bu tarihi dönem geriye dönüp baktığımızda bir çırpıda gelip geçmiş gibi görünüyor.

Dünyada maalesef  terazinin bir köşesine mutlaka ki parayı koyuyor insanoğlu. Ağır basan tarafı tahmin etmek zor değil.  Dolayısıyla işler aslında ekonomi temelli yürüyor. Çoğu dünyevi mesele için belki bu durum sorun teşkil etmese de sporun niteliği ile ‘para’yı aynı cümlede kullanmak iç burkuyor. Maalesef ki öyle.

Formula 1’in geçmişine bakarsak bu sporun hız ve teknolojinin yanında bir ‘para’ sporu olduğunu görmek zor değil. En basitinden sponsorlar ve onların desteklediği, bizim de ‘paralı pilotlar’ dediğimiz büyük şirketlerin desteği ile F1’de yarışan pilotlar… Daha derin düşünürsek yol otomobilleri teknolojilerinin bir anlamda F1 üzerinden geliştirilmesi, örnek olarak verilebilir.

2000’li yılların başlarında görüşmeler başlamış ve yıllık 13,5 milyon dolar gibi bir rakamla  anlaşma yapılmıştı. Belki de bu hükumetin yaptığı en iyi işti kanımca.  Ama onların beklentileri ve yaşananlar tutmadı. Anlaşma bittiğinde 13,5 milyon iki katına çıkınca beklediği geri dönüşü alamayan yöneticiler F1 yönetimi ile anlaşmadı. Kaderi bugün ikinci el oto pazarına kadar değişen İstanbul Park o günden beri kimilerine göre dünyanın en iyi pistleri arasında yer almaya devam ederek F1’den uzak tabiri caizse ‘yatıyor’.

Daha sonra bir şirketin alması ile farklı organizasyonlarla hayatta tutulmaya çalışılsa da Formula 1 yarışları yapılmayan bir İstanbul Park bizi mutlu etmiyor.

Peki neden olmaz yakın zamanda bu iş?

Öncelikle şu an pistin kullanım hakkını elinde bulunduran şirketin parayı gerekirse biz öderiz demesi gönüllere su serpiyor ama bu pek olağan değil.  Vural Ak, “13,5 milyon doları devlet ödesin geri kalanını ve tüm organizasyon giderlerini biz ödeyeceğiz.” demişti. Basit bir araştırma ile günümüz Türkiye’sinde  F1’in getirisi az olacaktır ve bu önceden tahmin edilebileceğinden “biz öderiz” diyen bu şirket geri adım atacaktır. Tabiki reklam üzerinde iyi çalışılırsa elbette durum istediğimiz yönde evrilebilir ama insanın, ülkemizde Formula 1’e yoğun talep olabileceğine   gerçekten inanası gelmiyor.

Diğer temel sebep ise mevcut hükumet bu işe sıcak bakmayacaktır. Çünkü seçimler sonrası oluşan siyasi kaos ortamı F1’in gündem dışı kalması için yeterli bir sebep. Vural Ak da son açıklamasında buna değindi aslında: “Hükumet kurulsun Aralık ayına kadar 2016 takvimi için zamanımız var” dedi. Kasım seçimlerinin de getirecekleri muamma. Eğer ki Kasım sonrası hükumet kurulursa belki yol alınabilir. Ama kurulacak hükümetin mevcut hükümet ağırlıklı olacağını düşünürsek yine çıkmaza girecektir bu iş. Çünkü devlet onayı gerektiren uluslararası bir organizasyon ve bu hükumet geçmişte Formula 1’den beklediği dönüşü alamamıştı.

Kasım sonrası hükumet kurulamaması, durumu ise daha da zorlaştırır ve süreç daha da uzar.

2016’nin takvimi kısmen belli. Vural Ak’ın dediği gibi hızlı bir süreç gerekiyor. Çok ama çok zor. 2016’yı unutalim. 2017 takvimine girebilmek için hükumetin Kasım’da kurulması, İstanbul Park’ın işletme hakkını elinde bulunduran şirket ile görüşmelerin başlaması, ivedi şekilde sonuç alınıp F1 yönetimi ile masaya oturulması gerekmektedir. Bu sürecin de kısa olmayacağını tahmin etmek zor değil.

Ayrıca F1 yönetiminin bizden talep edeceği miktar da artabilir malum birçok ülke F1’e girebilmek için çaba ve para sarf ediyor. En etkili sebeplerden biri de bu olacaktır. Yine belirtmek gerekir ki yedi yıllık macerada her anlamda sınıfta kalan organizasyonlara imza attık. Sunucudan tutun da görevlilere kadar. İlk sene biri de bendim görevlilerden ve doğru düzgün eğitimden bile geçmedik.

Üzülerek belirtmem gerekir ki en yakın zaman 2018.

Umarım süreç daha hızlı işler. Dönem dönem çıkan  F1’i tekrar getireceğiz ifadeleri bizleri umutlandirsa da kendimizi kandırmanın manası yok.

Formula 1’i ülkemizde görmek dileğiyle…

Gökhan Eroğlu

Muğla Üniversitesi Edebiyat bölümü mezunu. Öğretmen ve idareci. Halen açiktan Medya ve İletisim okumaktadir. Metrobüsü bir şeyler okuyabilmek için kullanan tek insan. Müzik üzerine konuşmayı sever. Ayrıca motorsporlari ve özellikle Formula 1'i yıllardır yakından takip eder. 2005'te ilk Türkiye GP'de görev almıştır. Üniversite yıllarında kendisine sunuculuk ve radyoculuk yaptırmış bir ses tonuna sahiptir.

You may also like...