Birisiyle tanıştınız ve havadan sudan sohbet etmeye başladınız. Konuşmanızın 10. dakikasında sevgilisini/eşini/dertlerini anlatmaya geçti bile. Ne kadar mutlu, ne kadar da sıcakkanlı biri diye düşünmeyin. Çünkü bu insanlar bencillikte master yapmış birer robottur. Ve onlar için hayattaki en önemli şey ‘kendi’ hayatlarıdır.
Soğukkanlı bir katil edasıyla kurbanlarını seçerler, sessizce ve gülümseyerek yanınıza yaklaşırlar ve bir de bakmışsınız onların hayatını dinlemeye programlanmış birer robot olmuşsunuz.
Ne mi yapmalısınız? Arkanıza bakmadan kaçmalısınız! Evet doğru duydunuz. Eğer uzaklaşmazsanız dünyanın sonu mu gelir? Tabii ki de hayır; ama bir de bakmışsınız hayatınız bencil ve de sevimsiz insanların detaylarıyla dolmuş.
Hayat bazen ellerimizin arasına pimi çekilmiş birkaç insan bırakıveriyor. Biz de sinir krizleri eşliğinde bu insanlara tahammül etmeye çalışıyoruz. Peki ama neden?
Lütfen Shakespeare’in ‘Ah bu ölümlüler ne aptal’ diye bahsettiği dizelere konu olmayın. Kendi kendinize gülümseyin ve ‘Ah şu bencil insanlar ne kadar aptal’ diyerek Shakespeare’e yanıt verin.
Eğer sizin de hayatınızda böyle bir(kaç) insan varsa, hiç düşünmeyin.
‘Adios amigos’ diyerek “kendi” yolunuza devam edin.