Bir Haftada Mutluluğu Yakalayın

Share

Kendinizi mutlu edebilmeniz için bir köpek almanızı ya da uzak bir yerlere tatile gitmenizi önerebilirdik… Ama biz bu satırlarda, kolay ve pratik önerilerle bir hafta içinde mutluluğun kapılarını aralamanızı sağlayacağız!

İster genç ister yaşlı olun, bir şekilde herkes gibi siz de mutluluğu yakalamaya çalışıyorsunuz. Belki çok seveceğiniz bir eş arıyor, çocuk sahibi olmak ya da iyi para kazanmak istiyorsunuz. Bunlar tabii ki sizi mutlu edecek hayaller… Ancak bir de hayatın akışında mutlu olabilmek ve bu mutluluğu koruyabilmek var. Aslında çok büyük bir şeymiş gibi gözükmeyen ama temelinde pozitif etkilere fırsat veren “küçük mutlulukları” bir yaşam şekli olarak düşünürseniz işiniz daha da kolaylaşacak. Sizi üzen, aşağı çeken ya da kızdıran durumlara karşı koruma kalkanı oluşturacaksınız. İşe hemen koyulmak için günlerden yardım alın. Pazartesiden başlayıp pazara kadar kendinize ufak hedefler koyun ve kalıcı mutluluk için ilk adımı atmaya başlayın!

PAZARTESİ: SESİ BİRAZ AÇALIM

Genel olarak sakin ve rahatlatıcı müzikler dinlemeyi seviyor olabilirsiniz. Bu tür müziklerin insan psikolojisini rahatlatma ve stresi azaltmadaki etkisi bilinen bir gerçek. Ancak zaman zaman stres, kızgınlık gibi duygu değişimleri dışarı atılma ihtiyacı hissediyor. Çizginin dışına çıkarak neşeli şarkılara fırsat verip motivasyonunuzu yükseltebilirsiniz. Kulaklarınıza zarar vermeyecek şekilde sesi açtınız mı tamam… Sizi motive edecek şarkıların sözlerine odaklanarak ister bağırıp çağırın, ister dans edin. Tüm ruh halinizi değiştirecek, enerjinize enerji katacak bu yol, belki de ilerleyen zamanlarda hoşunuza gitmeye başlayacak ve bir tek pazartesi günleri değil, her gün uygulamaya başlayacaksınız. Diğer yandan müziğe eşlik edecek egzersizler yapabilir, fit olmak için de bir adım atabilirsiniz. Durgun, enerjisi düşük “siz”den uzaklaşmak için şimdi güzel bir şarkı açın.

SALI: GÜLÜMSEYİN, GÜLÜMSETİN

Mutlu olmayı herkes istiyor. Ancak mutluluğun yolunun başkalarını mutlu etmekten geçtiği unutuluyor… Belki harika bir hayatınız yok. Eksik ya da yolunda gitmeyen, içinize sinmeyen durumlar olabilir. Ancak bunların hiçbiri ufak bir gülümseme ve tebessümle başkalarını mutlu etmenize engel değil. 7 günlük mutluluk planında salı günlerini (mutsuz ya da keyifsiz hissetseniz bile) gülümsemeyle geçirin. Etrafa yayacağınız enerji sayesinde içinde bulunduğunuz negatif havadan çıkacak, birilerinin mutlu olduğunu görerek tatmin olacaksınız. Gülümsemeyi beceremiyorsanız, başkalarını gülümsetecek davranışlarda bulunun. Sevdiğiniz birine sarılın. O an yanınızda olmayan arkadaşınıza iyi ki hayatınızda olduğunu söyleyin. Yardıma muhtaç birinin sorununu çözmeye çalışın ya da kimsesiz çocukları ziyaret edin. Birilerini mutlu edin ve sonunda siz de mutlu olun…

ÇARŞAMBA: SPOR ZAMANI

Mesai başladığında öğle tatilini iple çektiğinizi, kafanızı rahatlatmak istediğinizi biliyoruz. Molanız bir saat de olsa yemek yiyerek, iş arkadaşlarınızla muhabbet ederek stresten uzaklaşmak hakkınız… Ancak işleyişi değiştirmenin kimseye zararı olmayacağını düşünerek bu molayı egzersizle geçirebilirsiniz. Öğle tatilinde hareketsiz kalmak yerine, iyisi mi çarşamba günü egzersiz yapın. İşinize, etrafınızdakilere ve kendinize iyi geleceğini düşünerek motivasyonunuzu üst seviyeye çıkartın. Öğle tatilinizin bir saat olduğunu varsayarsak, bunun 35-40 dakikasını egzersize, geri kalanını ise bir şeyler atıştırmaya ayırabilirsiniz. Bu görevi çarşamba gününde yapmanızın sebebi ise, kişilerin en çok hafta ortasında yorulması ve motivasyonunun en düşük olduğu gün olması…

PERŞEMBE: TİYATRO ZAMANI

Mutlu hissettiren şeyler arasında sosyal faaliyetler de var. Özellikle kendini kötü hisseden, üzgün ya da kızgın anlar geçiren kadınların alışverişe ilgileri koca bir gerçek. Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan “Shopping is my cardio” sözü (Kardiyo egzersizim alışveriş yapmak) bu durumu net şekilde ortaya koyuyor. Güzel, alışveriş yapıyorsunuz ama bu perşembe yalnızca bir tiyatro biletiyle aynı etkiyi yaratmaya ne dersiniz? Mutlu olmak için atacağınız bu adımı dram ya da korku gibi türlerin aksine, komedi izleyerek gerçekleştirebilirsiniz.

CUMA: BİLDİRİMLERİ KAPATIN

İşiniz gereği odaklanmanız gereken bir dolu şey var. Hal böyleyken çalışırken konsantrasyonunuzu bozacak çevresel faktörlerden uzak durmanız en mantıklısı. Telefonunuza gelen bildirimleri kapatıp, ilginizin dağılmasını engelleyin. Gerekirse aynı işlemi bilgisayarınızda da yapın. Sosyal medya hesaplarınızı çalışırken açmayın. Böylece gün içindeki performansınızı engelleyen tüm faktörleri ortadan kaldırın. İşinizi daha çabuk ve tam ilgiyle tamamlayın. Sonrasında hesaplarınıza bakabilir, telefonunuzun bildirimlerini açabilirsiniz. Cuma gününün verdiği sevinçle telefondan uzak kalmaya dayanabilirsiniz, değil mi?

CUMARTESİ: GÖNÜLLÜLÜK ZAMANI

Bugün kendiniz için değil, başkası için bir şeyler yapın. Sevdiğiniz ve sıkılmadan ilgilendiğiniz alandaki çalışmalara gönüllü katılın. Bu bir sosyal sorumluluk projesi olabilir. Yalnızca birilerine ya da bir şeylere fayda sağlayabilmek için, maddi amaç gütmeden çalışın. Dünya ve insanlık adına yararlı çalışmalarda bulunmak ve sonucunda başarabildiğinizi görmek sizi daha mutlu biri yapacak, motivasyonunuzu yükselterek iyi hissetmenizi sağlayacak. Birileri için çalışmıyorsanız bile çevresel projelerde yer alabilirsiniz. Seçim size kalmış…

PAZAR: SON AMA EN TATLI GÜN

Geldik haftanın son gününe… Diğer günlerde ruhunuzu beslediniz ama pazar gününde damağınızı tatlandıracaksınız. Günde tüketeceğiniz 5 öğün meyve ve sebze, sizi fiziksel olarak mutlu edecek! Porsiyonların büyük olmasına gerek yok. Hepsinden azar azar almanız yeterli… Porsiyon açısından dikkat etmeniz gerekenler var; büyük meyveleri bir eliniz kadar düşünmeli, taneli meyveleri de avuç içinizle ölçmelisiniz. Böylece pazar günü yediğiniz tüm meyve ve sebzeler, pazartesiye sıkı bir başlangıç yapmanıza yardımcı olacak.

Elif Gürsoy – Kelebek

Sezin Nil Tufan Bardakçı

Her şey için yeterli olduğu sanılır ama Nil için satranç oynamak elde ettiği şampiyonluklara rağmen sadece fazla iddialı bir hobiden ibaret. Yeterince zeki olduğunu göstermek yerine herkesin iyi olabilmeyi bu kadar dilediği bir oyunu kendisine iktisata yönlendiren bir analitik düşünce kaynağı olarak yorumluyor. Çok düşünüp az konuşuyor ve çok okuyup az yazıyor. Hayatın ona gelişini doğru yorumlayana kadar olanları saymazsak İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölümü mezunluğundan pek de haz etmiyor. Oyunun kurallarına aykırı bir “rok” daha deyip onu yenilmez satranççı kimliği Colly’e hapsetmeden hayatta savrulmayı umuyor. Maroon 5 eşliğinde.

You may also like...