“Google” İsmi Nereden Geliyor?

Share

9 yaşındaki Milton Sirotta ve erkek kardeşi Edwin günün birinde amcaları ile New Jersey falezlerinde yürüyüşe çıkmıştı. Amcaları Edward Kasner, Columbia Üniversitesi’nde matematikçiydi. Aynı ivy league kurumunda temel bilim dallarının birinde kadroya alınan ilk Yahudi olarak da ün salmıştı. Kasner, okumaya düşkün dokuz yaşındaki çocukların ilgisini çekmek için tasarlanmış bir konuda konuşarak çocukları eğlendirmeye çalışıyordu. Konu “1” rakamının ardına yüz tane sıfır konularak yazılan sayıydı. Kasner yeğenlerine bu sayıya isim bulmaları için meydan okudu. Milton’un tavsiye ettiği isim googol oldu.

Googol kelimesi ilk defa Kasner’in James Newman ile beraber 1940 senesinde kaleme aldığı Mathematics and The Imagination adlı kitapta ortaya çıktı. Ayrıca daha büyük bir sayıya verilen ve 10 üzeri googol olarak tanımlanan googolplex sayısına verilen isim de ilk defa bu kitapta yayınlandı. Her ki kelime de akıllara takıldı ve popüler kültürün içine sızarak, The Simpsons adlı çizgi dizinin yanında Larry Page ve Sergey Brin tarafından geliştirilen arama motoruna verilen isimde karşımıza çıktı.

Stanford Üniversitesi’nden David Koller’e göre, Sean (Anderson) ve Larry (Page) ofislerinde beyaz tahtayı kullanarak iyi bir isim bulmaya çalışıyorlardı- devasa miktarda verinin endekslenmesiyle ilişkili bir isim. Sean sözlü olarak googolplex kelimesini ortaya attı ve Larry de kendisine sözlü olarak kısaltılmış hali olan googol kelimesiyle yanıt verdi. Bilgisayar terminalinin önünde oturan Sean hemen önerilen ismin kayıt ve kullanım için müsait olup olmadığını öğrenmek için internet alan adı kayıt veri alanında arama yaptı.

Kelimeyi kusursuz yazmayı beceremeyen Sean, hata yaparak google.com olarak aratmış ve alan isminin kayıt için mevcut olduğunu bulmuştu. İsim Larry’nin de hoşuna gidince birkaç saat içerisinde google.com adını kendisi ve Sergey adına kaydettirdi.

Ayrıca Google’ın Mountain View kampüsünün diğer adı da Googleplex olarak geçmektedir.

Detuned Radio / Ekşi Sözlük

Sezin Nil Tufan Bardakçı

Her şey için yeterli olduğu sanılır ama Nil için satranç oynamak elde ettiği şampiyonluklara rağmen sadece fazla iddialı bir hobiden ibaret. Yeterince zeki olduğunu göstermek yerine herkesin iyi olabilmeyi bu kadar dilediği bir oyunu kendisine iktisata yönlendiren bir analitik düşünce kaynağı olarak yorumluyor. Çok düşünüp az konuşuyor ve çok okuyup az yazıyor. Hayatın ona gelişini doğru yorumlayana kadar olanları saymazsak İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölümü mezunluğundan pek de haz etmiyor. Oyunun kurallarına aykırı bir “rok” daha deyip onu yenilmez satranççı kimliği Colly’e hapsetmeden hayatta savrulmayı umuyor. Maroon 5 eşliğinde.

You may also like...