Serinletici Sinema Kulübü: Ponyo

Share

Animasyonları seviyoruz, hatta bayılıyoruz! Geçtiğimiz haftalarda Song of the Sea adlı harika bir animasyonu konuk etmiştik sinema kulübünde. Hem biz hem de kulübümüzün okurları/izleyicileri çok beğenmişti bu eşsiz yapımı. Ne yapıp edip yeni bir animasyon seçmeliydik; ama Song of the Sea’nin gölgesi altında kalmamalıydı.

Ve sonunda doğru filmi seçtik. Serinletici Sinema Kulübü haftanın filmi ‘Ponyo’ ile sizleri büyülü çizgilerin dünyasına davet ediyor.

Gelelim hikayemize… Her şey küçük Sosuke’nin denizin kıyısında bulduğu bir Japon balığı ile başladı.

Sevimli Japon balığına Ponyo adını veren Sosuke, yeni arkadaşıyla çok mutluydu. Nereye gitse, küçük yeşil kovanın içinde yüzen Ponyo’yu da yanında götürüyordu. İlk andan itibaren muhteşem bir ikili olmuşlardı.

Bilmediği şey ise yeni arkadaşının sihirli güçleri olan bir denizkızı olduğuydu. Ponyo, dünyanın (ve su altının) en sevimli denizkızıydı.

Ponyo’nun tek hayali insan olmaktı.

Bazen imkansızı düşleriz ya, Ponyo da imkansız bir hayalin peşindeydi. Elleri ve ayakları olsun istiyordu. Denizin altında değil yeryüzünde yaşamak istiyordu.

Ama babası Fujimoto buna izin vermemeye kararlıydı. Doğaya verdikleri zarar yüzünden insanlardan nefret eden bir adamın kızı, asla ve asla insan olamazdı. Fujimoto buna müsaade etmeyecekti!

Ponyo ve Sosuke’nin mutluluğu uzun sürmemişti. Denizin dalgaları arasında Ponyo’yu kaybeden Sosuke, büyük bir kedere kapılmıştı ve bir daha sevimli arkadaşını göremeyeceğini düşünüyordu. Ponyo ise babasının krallığından kaçıp Sosuke’ye dönmek için çabalıyordu.

Denizkızı Ponyo, artık bir insan olmuştu ve hapsedildiği yerden kaçmayı başarmıştı. Dalgaların üzerinde uçarcasına koştu. Tek amacı Sosuke’ye ulaşmaktı.

Kaybettiği Japon balığı Ponyo’yu küçük bir kız olarak karşısında gören Sosuke şaşkınlığa uğradı. Saniyeler içerisinde bu şaşkınlığının yerini mutluluk ve heyecan sardı. Ponyo yanındaydı! Dahası artık insandı… Bir çocuğun hayal edebileceğinden çok daha fazlasıydı.

Ama hikaye burada bitmemişti. Ne yazık ki minik kahramanlarımızın aşması gereken büyük sınavlar vardı. Sevgileriyle ve cesaretleriyle sınanacaklardı.

Ponyo ve Sosuke, küçücük yaşlarıyla bize sevmenin ve sevilmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu yeniden hatırlattılar. Film boyunca onların yüzünde gördüğümüz çocuksu gülümseme, dudağımızın kenarına yerleşiverdi.

Serinletici Sinema Kulübü olarak kadere inanıyoruz ve dahası her insanın kendi kaderini kendisinin belirlediğini düşünüyoruz. Hatta denizkızlarının bile… Yeter ki cesur olun.

Biraz cesaret ve hayal ile nelerin değişeceğini tahmin bile edemezsiniz.

Ponyo ve Sosuke’nin çocuklara özgü cesur, naif ve sevgi dolu ruhundan ilham alın.
Sevin ve sevilin. Hayat böyle çok güzel oluyor…

İyi seyirler!

Serinletici Sinema Kulübü Puanı:

Film öncesinde sihirli bir fragmana ne dersiniz?

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...