Sosyal Ağlarda “Carpe Diem” Rüzgarı

Share

Carpe diem, anı yaşa, anın tadını çıkar demek. Peki biz hangi sosyal ağ üzerinde anın tadını en rahat çıkarıyoruz? Cevap: Snapchat.

Sosyal ağlarda "Carpe Diem" rüzgarı

Peki nedir Snapchat’teki bu carpe diem rüzgarı? Snapchat neden günlük aktif kullanıcı sayısında Twitter’ı geçti?

Çünkü Snapchat’te anı yaşayarak doğal olabiliyoruz, ne paylaşırsak paylaşalım 24 saat sonra silineceğini biliyoruz. Bu da bizi özgür kılıyor.

Instagram’da yıllardır pek değişmeyen filtreler var. İlk yıllarda kötü fotoğraflar bile bir filtre ile müthiş görünebiliyordu ama artık hep aynı filtreler vb. sıkıldık. Snapchat’te ise hemen her gün farklı filtreler olduğu için başka başka şekillerde vakit geçirebiliyoruz. Bu da insanda her gün Snapchat’e en azından bir bakma isteği uyandırıyor ve yüz değiştirme özelliği ile aynı kişi bile olsa sayısız farklı hikaye oluşturulabiliyoruz. Bir de emojiler var, çizim yapma var. Biri eğlence mi dedi?

Snapchat’i Z kuşağının ebeveynleri keşfetmedi, en azından henüz. Bu da bu genç kuşağın rahatça vakit geçirebilmesini sağlıyor.

Marka gözünden carpe diem rüzgarı ise henüz şu noktada;

Snapchat’teki bu anlık, salaş içerik üretimine markalar da uyum sağlamış durumda, ki böyle de olmalı lakin bu, öngörüme göre birkaç sene içinde değişecek. 2010-2011’li yıllardaki markaların Facebook ve Twitter paylaşımlarını hatırlayın; görsel kimliği olmayan, direkt internetten stock olarak bulunan görseller kullanılırdı ve haliyle ki kalite derdinden uzaktı fakat sonra birçok marka dijital iletişime başlayınca aralardan sıyrılabilmek için kalite, bir farklılaşma noktası oldu. Benzeri Snapchat’te de olacak yüksek ihtimal.

Konuyu toparlayacak olursak; Instagram kalıcı bir paylaşım mecrası olarak algılanıyor hala. Bu da Instagram’daki paylaşım kaliteli olmalı, cool görünmeliyim endişesini tetikliyor. Neticede kalıcı bir paylaşım kişi için bir etiket olacak belki de. Bu algıyı kırmak için Instagram hikayeler özelliğini getirdi. Ne kadar başarılı olacak, göreceğiz.

Snapchat’i bu kadar övdükten sonra bir soruyu şuraya bırakarak kafaları karıştırıp kaçayım.

Peki, insanlar her gün değişse bile uzun vadede aslında benzer işler yapan bu yüz filtrelerinden ve selfie’lerden sıkıldıklarında ne olacak?

CNN

Sezin Nil Tufan Bardakçı

Her şey için yeterli olduğu sanılır ama Nil için satranç oynamak elde ettiği şampiyonluklara rağmen sadece fazla iddialı bir hobiden ibaret. Yeterince zeki olduğunu göstermek yerine herkesin iyi olabilmeyi bu kadar dilediği bir oyunu kendisine iktisata yönlendiren bir analitik düşünce kaynağı olarak yorumluyor. Çok düşünüp az konuşuyor ve çok okuyup az yazıyor. Hayatın ona gelişini doğru yorumlayana kadar olanları saymazsak İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölümü mezunluğundan pek de haz etmiyor. Oyunun kurallarına aykırı bir “rok” daha deyip onu yenilmez satranççı kimliği Colly’e hapsetmeden hayatta savrulmayı umuyor. Maroon 5 eşliğinde.

You may also like...