Sarılmak, sadece biriyle karşılaştığınızda veya vedalaşırken yaptığınız mesafeli kucaklaşmanın ötesinde bir sevgi gösterme biçimidir. Yorgun, mutsuz hissettiğiniz anlarda hiç sevdiğiniz anlarda hiç sevdiğiniz birisine gidip uzun uzun sarıldınız mı?
Bedenen ve ruhen gücünüzü kaybettiğinizi hissettiğiniz anlarda, birine sarılarak enerjinizi yukarıya çekebilirsiniz. Genellikle çekimser yaklaşılan sarılma duygusu aslında herkesin içgüdüsel olarak zaman zaman ihtiyaç duyduğu bir his.
Birden Fazla Hormon Salgısı
Araştırmalara göre birine sarıldığınız anda vücudunuzda oksitosin, serotonin, endorfin ve dopamin salgılanmaya başlar. Oksitosin, mutluluk hissini artırır ve insanlarla aranızdaki sosyal bağı kuvvetlendirir. Aşk hormonu olarak da bilinen oksitosin hormonu duygusal bağlılık üzerinde oldukça etkilidir.
En az altı saniye olmak kaydıyla ne kadar uzun sarılırsanız karşınızdaki insanla aranızdaki bağ o kadar kuvvetlenir. Serotonin, ruh halinizi dengelerken, endorfin beynin uyku reseptörlerini tetikler ve acı hissini azaltarak mutluluk hissini artırır. Dopamin hormonu ise beyninizin zevk merkezlerini kontrol eder.
Günün Kurtarıcısı
Uzmanlara göre bir günü atlatabilmek için günde dört kez birine sarılmak gerekiyor. Kendimizi onarmak, ruhen iyileşmek için ise sekiz defa sevdiğimiz birine sarılmamız gerektiğini belirtiyorlar. Ayrıca birine sarıldığınızda kendinizi güvende hisseder ve endişelerinizden arınırsınız.
Sarılmak, stres seviyenizi hatta kan basıncınızı da düzenler. Ayrıca sarıldığınız kişiye karşı da yatıştırıcı, olumlu birçok etki sağlarsınız. Bu sebeplerle sarılmayı unutmayın!
Cosmopolitan