Evlenirken neden hep kadınların erkeklerin soyadını aldıklarını hiç düşündünüz mü? Ya tersi olsa… Dünyada bunun birkaç örneği yok değil.
Hatırlarsınız Türkiye’nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller’in eşi Özer Çiller’in soyadı, kendi soyadı değildi; eşine aitti. ‘Avatar’ filmiyle ünlenen Zoe Saldana da bunun son örneklerinden. Amerikalı oyuncunun eşi Marco da Saldana’nın soyadını aldı.
Özellikle Twitter’da çok konuşulan bu konu, sosyal medyayı sallarken taraflar ikiye ayrıldı: Bunun olabileceğini söyleyenler ve soyadın erkeğe ait olmasını belirtenler… Bu tartışmayı seksist olarak değerlendirenler de yok değil. Bunun cinsiyetçi bir yaklaşım olduğunu savunanların vardığı nokta da soyadının her iki taraftan da alınabileceği yönünde. Yani eşitlikçi bir düşünce hakim.
Peki bu durum Türkiye’de nasıl? Kendi soyadlarını kullanmak için eşlerine dava açan kadınlar, ancak boşanınca bekarlıktaki soyadlarını kullanma hakkına sahip olabilse de, 2000’lerde bile evlenince erkeğin soyadının kullanılması gerekliliği yasalarca şart koşuluyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce eşinize soyadınızı vermeniz ve nesillerin sizin soyadınızla ilerlemesi, sizin için önemli mi ya da ne kadar önemli? Evlendiğinizde eşinizin soyadı olmadan, yalnızca kendi soyadınıza sahip olmak ve eşinizin de sizin soyadınızı taşımasını ister misiniz? Sizce bu erkeklerde bir ‘aşağılık kompleksi’ yaratır mı? Düşünceleriniz bizim için önemli… Siz hangi ‘kafada’sınız?
Cosmopolitan