Serinletici Sinema Kulübü: The Big Chill

Share

Serinletici Sinema Kulübü haftanın filmi The Big Chill ile aramıza zaman veya uzun yolların girdiği dostlarımıza selam gönderiyor…

Alex’in yitirdiği umut şimdi neredeydi?
Alex’in sevenleri vardı. Şimdi kilisede onun arkasından gözyaşı döküyorlardı. Çünkü Alex umudunu yitirdiği bir anda intihar etmiş ve bu dünyaya veda etmişti. Yaşarken bulamadığı huzuru şimdi bulduğunu umuyorlardı. Acaba kendileri de o müthiş huzura öldükten sonra mı erişebileceklerdi? Kim bilir…

Geride kalanlar…
Son yıllarda birbirlerini pek fazla görememiş bir arkadaş grubu, Alex’in cenazesinde bir araya gelmişti. Uzaklardı belki; ama ne zaman ne de uzaklık aralarındaki bağı koparamamıştı. Alex, her zaman için ekibi bir araya toplayan kişiydi ve bu hayatta yaptığı son şey, bu güzel arkadaş grubunu tekrar bir araya getirmekti.

‘Bugün arkadaş olduğumuzu anımsamalıyız’
Alex’in cenazesinden sonra bu birbirinden farklı bir grup insan, hafta sonunu aynı evde geçirmeye karar vermişti. Bazıları davetsiz misafirdi, bazısı emrivaki; ne olursa olsun bir arada olmak kaderlerinde vardı. Veyahut kaderi onlar yönetiyordu. Kendi yaşamlarındaki boşluğa öylesine sıkışıp kalmışlardı ki, bu onların kadere karşı çıkma şekliydi belki de.

Zamanı durdurmuşlardı.
Evliliğinin sıradanlığından sıkılmış bir kadın, kendi işini kurmayı hayat amacı haline getirmiş bir gazeteci, hayatın amacına bir türlü erişememiş bir radyocu, suçluları savunmak yerine emlak konusunda uzmanlaşmış bir avukat, parayı gözünden vurmuş bir tv yıldızı, yitirdiği kaybın acısı altında ezilen bir doktor ve ailesinin iyiliği için her şeyi yapabilecek bir adam… İşte yıllar sonra yeniden bir aradaydılar. Geçmiş ya da gelecek umurlarında değildi. Zamanı durdurmuşlardı, sadece şu andan ibarettiler.

‘Aile’
Uzun zamandır arkadaştılar. Eskiden her biri birer devrimciydi. Yıllar geçtikçe dünyaya değil kendi kurdukları dünyalarına odaklanmışlardı. Ve hala hayatlarında neyin önemli olduğunu anlayamamışlardı. Bir aradayken buldukları samimiyeti, kendi kabuklarına çekildiklerinde kaybetmişlerdi. Alex’in ölümü ise onlara çok önemli bir şeyi hatırlatmıştı: Gerçek arkadaşlar seçebildiğiniz ailenizdir.

Cesaret. Gölge. Samimiyet. Sevgi.
Kendi yaşamlarının gündelik hayatında kaybolan bu bir avuç insan, bir zamanlar arkadaşlıklarının ne kadar güçlü olduğunu hatırladılar. Onları ayakta tutan birbirlerinden aldıkları cesaretti. Her biri diğerinin gölgesiydi. İyisiyle kötüsüyle yaşadıkları gerçeklik, aradıkları samimiyet onlara ayna tutmuştu. Böylelikle hayatlarında neyin eksik neyin tam kararında olduğunu görmüşlerdi.

Eski arkadaşlara değil, eskimeyen arkadaşlara ithaf edilecek bir film… İyi seyirler!

Serinletici Sinema Kulübü puanı:

Fragman:

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...