Sendromun kaynağı pazartesi değil salı günüymüş!

Share

Malum yarın 1 Mayıs İşçi Bayramı; dolayısıyla tatil… Normalde pazar akşamı insanı saran o huzursuzluk hissi, pazartesi sabah erkenden uyanmamızla yerini tam anlamıyla bir karabasana bırakıveriyor. Dakikalar geçmiyor, gün bitmiyor. Groundhog Day filmindeki gibi bir kısır döngünün içinde debeleniyoruz. Pazartesi gününü bir türlü atlatamıyoruz.

Sonrasında karşımıza beklenmedik bir fırsat çıkıyor: Salı günü tatili!

Ardından durup düşünmeye başlıyoruz. Acaba yıllar yılı pazartesinin günahını mı aldık diye. Bu sabah uyandığımız andan itibaren pazartesi gününün karabasanından eser yok. Düşünebildiğimiz tek şey, salı gününün tatil oluşu; doyasıya uyuyabileceğimiz, bu tek günlük dev tatili nasıl değerlendirebileceğimiz, işten nasıl da kaytarabileceğimiz, vs vs vs… Bu pazartesi başımızın üstünde bir gökkuşağı ile dolaşıyoruz ortalıkta.

‘Friday I’m in love’ şarkısını ‘Monday I’m in loooove’ olarak değiştiriyoruz. Baharın geldiğini tüm hücrelerimizde hissediyoruz.

Kısacası şu sonuca varıyoruz: Pazartesi sendromu diye bir şey yok. Problemin kendisi salı gününden kaynaklanıyor.

Pazartesiye iade-i itibar için güzel bir şarkı armağan ediyoruz ve şarkının üstüne de kalbimizin derinliklerinden gelerek ‘sadece seni sevdiğimizi söylemek istemiştik’ yazan ufak bir kart bırakıyoruz… Sizce sevgili pazartesi, bizi affedebilecek mi?

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...