Sherlock’un üçüncü sezonunun ardından..

Share

Yazı spoiler içerdiğinden Sherlock’un üçüncü sezonunu izlemeden okumanız önerilmez.

3. sezon, bu özelliği ile biraz yavaş, “light” ve beklentileri karşılama konusunda yetersiz görüldü. Normaldir. ancak dizinin kalitesinin düştüğü şeklinde yorumları şimdilik zamansız buluyorum. Tam tersine, Sherlock’un dönüşü, yaşamındaki bir takım değişimler ve olayların akışı ancak bu şekilde kurgulanabilirdi.

İlk bölüm, dönüş hakkındaydı. Dönüş ve Londra’daki yaşama uyum sağlama.

İkinci bölüm, daha eğlenceliydi. DR. Watson’ın evliliği üzerine yoğunlaşmıştı. Tipik bir İngiliz vodvili üzerine cinayet de kurgulanmış. Seyrederken The Murder She Wrote tadı almadık desek de yanlış olur. Sanki Agatha Christie’e de selam çakılmıştı. Ve üçüncü bölümün bağlantısı yapılıyordu aslında. (Detaylar, detaylar…)

Üçüncü bölüm ise Magnussen üzerineydi. Giriş ve yaşama yoğunlaşmış, detaylar ile bir sonrakini destekleyen ilk iki bölümden sonra en nihayetinde ciddi bir maceraya başlamak, hazır motor da ısınmışken, güzel ama acımasız bir fikir. Güzel; çünkü bir diğer dişli rakip Magnussen ile yaşanan savaşı izledik. Acımasız; çünkü yeni bölümler için bir altı ay daha bekleyeceğiz.

Kısacası, 3. sezonda, ilk iki bölüm, 3. bölüme hazırlıktı ama 3. sezon finalinin çok daha görkemli olması gerekmiyor muydu?

Takıntılı ve orta düzey fonksiyonel bir sosyopat olarak final bölümünü iki kez seyrettim. Her şeyden önce Charles Augustus Magnussen profiline dikiz atalım:

http://bakerstreet.wikia.com/…es_augustus_magnussen

Magnussen, suçlu değil ama çok daha özel biri. Tahminimce bu adamın gerçek (“hard copy”) arşivi başka bir yerde. Bu abinin taktığı gözlük, bildiğin, sıradan ve hepimizin kullandığı gözlüklerden farklı değil. Adamın kafasında farklı bir sistem var. Magnussen’in beyni, bir şekilde bu arşivdeki tüm detaylara, dosyalara ve materyale sahip. Magnussen, beyninde herhangi bir kişiye ve/veya olaya ilişkin sorgulama yapabiliyor, beyninin içine bir şekilde gömülmüş kütüphanede/arşivde hayali olarak gezebiliyor.

Burada bazı teoriler üzerinde düşünmek lazım.

Ben, tek başına Magnussen’in böyle güçlü bir belleğe sahip olduğunu düşünmüyorum. Bu, belleğin de ötesinde beyine yerleştirilmiş biyolojik bir veri tabanı ve işlemciyi gerektiriyor ki Magnussen kime baksa, gözlüğünün değil ama, gözünün önüne o kişi ile ilgili bilgi ve “pressure point”ler geliyordu. Bu da bellekteki veri tabanının görsel bağlantısı olduğu ihtimalini de gündeme getiriyor.

Magnussen, gözlerini kapattığı zaman, beyni browser moduna geçiyor ve istediği dokümanlar üzerinde 3 boyutlu olarak çalışma imkanına sahip oluyor.

Ve sherlock bir konuda yanılıyor: Her şey “computerized” aslında. Magnussen’in arşivine eklenen yeni bilgiler, belki de Magnussen’in beyniyle de synh ediliyordur.

Aslında, Magnussen’ı tanıma şerefine nail olamadık. Çok eksik kaldı. Böyle teori saçmalıyoruz geldiğimiz noktada.

Şimdi böyle sofistike bir karakteri, “I am a high functioning sociopath” diyerek kafasından vurmak, herhangi bir şeyi çözmedi, Sherlock’a da yakışmadı.

Çünkü; eğer ben haklıysam çüküne ve duruşuna hayran olduğum magnussen, bir karakterden öte, sadece bir “interface” idi. Zaten, Mycroft’un “o adama dokunursan karşında bizi bulursun” demesi, Sherlock’un dairesinde arama yapan elemanları tehdit etmesi ve bu konuda reaksiyon vermesi, bu gerçeğe dayanıyordu. Magnussen, iceberg’in görünen kısmıydı sadece. Asıl önemli olan ise, gerçek arşivin nerede ve kimin elinde olduğu idi. Bu bağlamda Magnussen’i vurmak da bu gerçek bağlantıyı kaybetmekti.

The Fifth Estate adlı filme de gönderme yaparak şöyle bir soru sorayım:

Böyle bir arşivin, başka bir Magnussen versiyonunun eline geçmesi veya yeni bir Wikileaks vakasının yaşanması, bırakın İngiltere’yi tüm batılı ülkeleri sarsacak bir skandalı tetikleyebilir.

Zaten, Moriarty üstadımızın çıkıp “did you miss me” demesi boşuna değil. Zamanlaması manidar(!).

Ah, Sherlock, çok büyük bir hata yaptın, acele ettin ve bunu izlemek için 6 ay bekleyeceğiz. Bekleyeceğiz. Başka çare yok.

Dandik tavsan
Düzenleme: Limon Sözlük

You may also like...