by House of Cards, 2. sezona fırtına gibi başladı. İlk bölümde yaşanan sürprizler, ilerleyen bölümler için kapılarımızı aralıyor. Bir önceki HOC yazımda bahsettiğim ‘ya avsın ya da avcı’ teması her saniye hissediliyor.
İkinci sezonda av-avcı olayı farklı bir boyuta taşınıyor. Sizin anlayacağınız tam bir av şöleni! Bu muhteşem şölende kazanan olmak için uzun karanlık bir koridordan geçmek gerekiyor. Ve koridorda karşınıza çıkan her şeyi ve herkesi ezip geçmek…
House of Cards ile ilginç bir yolculuğa çıkıyoruz. 2. Sezon, birbirinden ilginç sürprizlerle kapımızı çalıyor. Kapıyı hafifçe aralayıp bakıyoruz. Karşımızda Frank… İçeri geçmesi için kenara çekiliyoruz ama o bizi yanına çağırıyor. Adım atıyoruz ve kendimizi Washington’un karanlık koridorunda buluyoruz. Elimizde bir fener, rehberimiz ise Frank Underwood. Aksak ve kararsız bir iki adım atıyoruz ki birden arkamızdan gürültülü bir kapı kapanma sesi geliyor.
İrkilerek kapanan kapıya doğru bakıyoruz. Bir anlık duraksamanın ardından Frank’in rehberliğinde yolumuza devam ediyoruz. Dikkatli adımlarla karanlıkta yol alıyoruz. Karşımızda ilk sezona göre daha cüretkâr bir Frank Underwood var. Ve daha hırslı…
Kazanmaya yaklaştıkça kaybedeceği daha çok şeyi olduğunun farkına varan Frank, ilginç çözüm yollarına başvuruyor. Hem teoride hem de pratikte.
