by Bu sabah mutlu bir şekilde uyanın. Kahvaltı masasına giderken bir şarkı mırıldanın. Aynanın yanından geçerken kendinize gülümseyin. Hatta bir iki yaratıcı dans figürü sergileyin ya da iyisi mi doyasıya dans edin. Dans, insanın ruhunu güzelleştirirmiş. Bugün hepimiz çok güzel olalım. Ne de olsa bugün 29 Nisan. Ne de olsa bugün Dünya Dans Günü!
1982 yılından bugüne her Nisan ayının 29. günü Dünya Dans Günü olarak kutlanıyor. Dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yok; bugün sadece dans var. Dans, içgüdüsel bir şeydir. Müziğin sesini duyduğunuz anda zaten bambaşka dünyalara doğru yolculuğa çıkmışsınızdır. Belki uzaydasınız ya da belki dışlanmış gezegen Plüton’dasınız. Bunların önemi yok. Önemli olan tek şey müzik ve ritim. İşin sırrı ritimde…
Bir kutlama, düğün, önemli gün varsa ve herkes bir aradaysa müzik adeta damarlarınızda gezinmeye başlar. Aslında mantık basit: Mutlu insanlar dans eder. İçlerindeki mutluluk fazla gelir ve bir şekilde dışa yansıtma ihtiyacı hissederler. Tabii ‘sadece’ mutlu insanlar dans eder diye bir kural yok. Hayal kırıklığı, acı, öfke, umut ve bütün insanca duygular da dans ile hayat bulabilir. Dans bir ilaçtır, terapidir; ruha iyi gelir. Hele bir de yanınızda dans ayakkabılarınız varsa sizi kim tutabilir?
Hayatını dansa adamış kişilerden biri olan Mia Michaels’ın güzel bir sözü vardır: “Kalbinle dans ediyorsan, vücudun da kalbinin yolundan gider.” Dans edemiyorum bahanelerinizi bir kenara bırakın. Eğer bir kalbiniz varsa, o kalp bugün dans için atmalı.
Müziğin sesini açın. Dans etmeye başlayın. Ruhunuzu özgür bırakın.
Dünya Dans Günü kutlu olsun!
