Kendimizi iyi hissetmediğiniz bazı zamanlarda alışveriş yapmak moralimizi düzeltebilir. Ama bu durum bir alışkanlığa dönüştüyse tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Alışveriş yapmayı sevmek ile bağımlı olmak arasında incecik bir çizgi vardır. Peki söyleyin bakalım, siz bu çizginin hangi tarafındasınız?
Alışveriş bağımlılığı, bir dürtü, kontrol bozukluğu ve tedavi edilmesi gereken psikolojik bir rahatsızlıktır. Alışveriş bağımlısı kişiler, psikolojik sıkıntılarını bastırmak için sürekli alışveriş yapma davranışı içine girerler. Bir kişi ortalama 4 saat alışveriş yapabilirken, bağımlı kişi sabahtan akşama alışveriş yapabilir; açılmamış paketler evde dururken, tekrar alışverişe çıkabilir.
Bağımlı olan kişi arkadaşlarıyla vakit geçirmek ya da diğer sosyal aktiviteleriyle uğraşmak yerine alışveriş yapmayı tercih eder. Bazı insanlar hayatlarındaki problemlerden kaçmak için alışverişi bir yol olarak seçerler. Alışveriş bağımlısı olan kişiyle, alışveriş yapmayı seven kişiyi karıştırmamak gerekir. Etkili olan alınan şey değildir; alışveriş süreci, kazanmak, sahip olmak gibi kişiye verdiği doyumdur.
Amerika ve Avrupa’da yapılan araştırmalara göre alışveriş bağımlılığı yaygınlığı % 1-6 arasında. Sanıldığının aksine kadın ve erkek arasında fark yoktur. Erkekler daha çok elektronik eşyaları ve otomobil parçalarını tercih ederken; kadınlar takılar, giysiler, parfüm, ev eşyalarına daha fazla talep gösterir.
Alışveriş bağımlılığının depresyon, kaygı bozuklukları ya da bastırılmış öfke ve saldırganlık duyguları ile paralel olarak ortaya çıktığı gözlemlenir. Kişiler alışveriş yaptıklarında bir rahatlama hissi duyarlar fakat bu geçici ve aldatıcı bir rahatlamadır. Aklınızdan şu anda alışveriş yapmak geçiyorsa bir daha düşünün. Satın almak ya da almamak… İşte bütün mesele bu!
Acıbadem Eskişehir Hastanesi / Uzman Psikolog Hilal Aktaş
Kaynak: İHA