Tatile gittiniz, bol bol eğlendiniz, yüzdünüz geldiniz. Arkadaşlarınızla buluştunuz. Tatilinizin nasıl da şahane geçtiğini anlattınız ve sıra geldi malum soruya: “Eee bize ne getirdin?” Acilen kem küm, alamadım, unuttum, kalmamış vb. bahanelerini sıralamaya başlarız. Bir yandan da kendimize kızarız neden düşünemedim diye.
Gelin sizi zamanda biraz geriye götürelim. Tatilde şezlongta uzanıp kitap okuduğunuz zamana mesela. Şimdi aklınıza bir fikir geldi. Yerinizden kalkıp deniz kıyısında yürümeye başladınız ve bu sırada kumların arasındaki düzgün taşlardan birkaç tane topladınız. Sonra birkaç tane daha…
Eve gelip taşların üstüne cila (ya da parlatıcı oje) sürdünüz. Sonra da gittiğiniz tatil yöresinin adını yazdınız. ‘Hatıra’ olduğunu da üstüne basa basa belirttiniz. Hemen yanına da bir güneş çizdiniz, baktıkça içiniz açılsın diye. Taşların arkasına da birer mıknatıs yapıştırdınız ve her şey tamam. Karşınızda kendi ellerinizle hazırladığınız magnetler duruyor.
Şimdi yaşadığınız zamana geri döndünüz. “Eee bize ne getirdin?” sorusunun yer aldığı zaman dilimine… Hemen çantanızı açtınız ve içinden deniz kenarından topladığınız taşlarla yaptığınız magnetleri çıkardınız.
Bilin bakalım sonra ne oldu? Tabii ki de arkadaşlarınız bayıldı!