Mercedes-Benz A180 Urban İncelemesi

Share

İlk nesilde geyik testinde takla atma riskiyle karşılaşıp daha sonra da küçük bir MPV’yi andıran yapısıyla yüksek satış rakamlarına ulaşamayan A Serisi, son yıllarda iyiden iyiye kızışmaya başlayan lüks C sınıfına iddialı bir giriş yaptı. Önceki nesillerle tek benzerliği model isminde kalan araç Mercedes’in bu sınıfta elini ciddi derecede güçlendiriyor.

Dış Mekan

Rakipleri arasında BMW 1 Serisi, Audi A3, Volvo V40 ve hatta Alfa Romeo Giulietta bulunan otomobilin dış mekan tasarımı kesinlikle dikkat çekici. Zevkler ve renkler tartışılmaz fakat görünümünü ister beğenin ister beğenmeyin A Serisi de, büyük kardeşi B gibi Mercedes’i “Ağır araç” imajından sıyrılıp çok daha dinamik bir bölgeye dahil ediyor.

4.292 mm boy, 1.780 mm genişlik ve 1.433 mm yüksekliğe sahip olan otomobilin aks mesafesi 2.699 mm. Boyutlarıyla bulunduğu segmentin özelliklerini yansıtan A Serisi, kardeşi B gibi yuvarlak hatlara sahip gövdesiyle dikkat çekiyor. Yüksek burun kısmıyla güçlü bir duruşa sahip olan aracın yan yüzeyindeki dalgalanmalar yeni nesil Mercedes modellerinin özelliklerinden. Önden bakıldığında B Serisi’ni andıran panjur ve farlarla bir Mercedes olduğunu belli eden otomobilin arka kısmındaysa durum farklı. Yuvarlak hatlı küçük stoplar, yan kısımlarında deflektörler bulunan spoiler ve çift egzoz çıkışıyla sportif bir görünüm sunan aracın 17 inç çaplı jantları da şık bir görünüm sunuyor. Dış mekanda tanıdık olan nadir parçalarsa yan aynalar ve kapı kollarından ibaret.

Kullandığım araçta beni en çok şaşırtan yerse motor bölümü oldu. Kaputun sadece serviste eldivenle açılacağına güvendiğini düşündüğüm Mercedes bu parçayı bir pistonla değil, metal çubukla sabitlemiş. Bununla birlikte otomobilin kaput altı havalandırmasında sanırsam bir sorun var, zira motorun ısınmasının ardından bu parçanın ön kısmı aşırı derecede ısınıyor. Kaput kilidini açmaya yarayan mandalın siyah renkli olması ve plastikle kaplanmaması hem görünmesini zorlaştırıyor hem de bu parçanın da çok ısınmasına neden oluyor. Bu noktalar büyük ihtimalle Mercedes’in ilk donanım güncellemesinde düzelecektir.

İç Mekan

Kapılar açılıp iç mekana göz atıldığında da hem tanıdık, hem de farklı tasarım özellikleriyle karşılıyor bizi A Serisi. Büyük kardeş B Serisi ile olan organik bağı yeni nesil modellerde de koruyan otomobil iç mekanda bu araçla aynı tasarımı sunuyor. Yuvarlak havalandırma ızgaraları, 0 konumu aşağıda bulunan göstergeler ve çok şık bir tasarıma sahip olduğunu düşündüğüm direksiyon simidi sportif bir görünüm sunarken göz seviyesinin hemen altından başlayan beyaz renkli döşemeler iç mekana ferahlık katmış.

Dört bir yanda kullanılan yumuşak malzemelerle iç mekan kalitesi artarken B Serisi’nden aynen aktarılan orta konsol, kapı içi kumandaları ve koltuk arası konsollarında sadelik ön planda. Mat renkli metali cömertçe kullanan Mercedes, havalandırma ızgaraları, ses sistemi kumanda bölümü çerçevesi, COMAND kumandası, direksiyon simidi ve klimanın dairesel kumandaları çevresinde yer verdiği bu kaplamaya kapı kolları ve tutamaklarında da kullanmış. Ön koltukların arasında bulunan konsolda iki adet bardaklık, bir adet kapaklı büyük göz ve bir de kapaklı küllük bulunurken ileri geri kaydırılabilen kol dayanağının altında yer alan depo alanına AUX ve USB portları yerleştirilmiş.

Mercedes’in ezelden beri başarılı bulduğum özelliklerinden birisi olan koltuk konforu bu araçta tasarım olarak da kendisini göstermiş. Sabit kafalıklı koltuklarda baldır desteği ayarı da bulunurken özellikle üst kısımda sunulan yan desteklerin kavraması çok başarılı. İlginç şekilde arka kısımda da yan desteği yüksek ve sabit kafalıklı koltuklar sunan aracın bu kısmında orta kol dayanağının sunulmamasını bir eksiklik olarak not edebiliriz. Geniş diz mesafesi sunan arka koltuklar için orta kısımda kapaksız bir depolama bölümü, küllük ve 12 Volt güç çıkışı sunan Mercedes kenarları beyaz renkli paspas takımıyla da şık bir görünüm ortaya koyuyor.

Arka koltuklar katlandığında 1.157 litre hacim sunabilen 341 litre hacimli bagajın ağız kısmı, günümüzde üretilen hatchback modellerinin çoğunda olduğu gibi çok geniş olmasa da hem yan duvarlar hem de tabanının altında sunulan ek gözlerle oldukça işlevsel.

Test aracımın belirtmeden geçemeyeceğim bir diğer hoş özelliği de iç mekan aydınlatması. Kapı içleri ve orta konsolu loş biçimde aydınlatan ambiyans ışıklandırmasının koltuklarda bulunan sabit kafalıkların da altına yerleştirilmesi çok şık bir görünüm yaratırken kapılar açıldığında iç mekanın gündüz gibi aydınlatılması dikkatlerin üzerinize çekilmesini sağlıyor. Ön kapılar açıldığında ortaya çıkan, ışıklandırmalı Mercedes-Benz yazılarına sahip eşiklerse bence her Mercedes modelinde alınması gereken bir donanım.

Konfor

Mercedes denince akla gelen ilk kalemlerden birisidir konfor. Ne yalan söyleyeyim markanın, sportif özelliklere sahip olmasını istediğim bir model üreteceğini duyduğumda bu özelliğinin aşırıya kaçmasından korkmuştum. Korkumun gereksiz olduğunuysa test aracıyla yaptığım ilk kilometrelerde anladım. Ergonomik kumanda elemanları, otomatik klima ve rahat koltuklar konfor seviyesini üst seviyelere taşısa da sert süspansiyon sistemi aracın “Yumuşak” olmasına izin vermiyor.

Özellikle lastik gürültüsü çok başarılı bir şekilde izole edilen araçta rüzgar sesi de ancak 140 km/s üzerinde duyulur seviyeye ulaşıyor. Bence dinamik sürüş ve konfor seviyesini en iyi dengeleyebilen boyutlarda jant ve lastiklerle donatılan araçta 225/45-17 ölçüsünde run flat lastikler kullanılmış.

B200 BlueEFFICIENCY testinde de deneme şanzı bulduğum 7G-DCT isimli çift debriyajlı yarı otomatik şanzıman bu araçta da harikalar yaratırken vites geçişlerinin sarsıntısız ve seri olması neredeyse bir CVT kullanıyormuşsunuz gibi hissetmenize neden oluyor. Sistemin sahip olduğu yokuş kalkış desteği ve fren pedalı brakıldığında hareket etme fonksiyonlarını geri görüş kamerasıyla birleştirdiğimizde çok kolay park edilen bir araç çıkıyor karşımıza. Görüntüsünü orta konsol üzerinde bulunan ekrana yansıtan geri görüş kamerasının gece sunduğu görüntülerin kalitesi özellikle dikkatimi çekti.

Ses sisteminin altında bulunan düğmelerden birisi aracı ECO, Manuel ve Spor modlarına geçirmek için kullanılıyor. ECO modunda vitesleri düşük devirlerde değiştiren A180 aynı zamanda Start/Stop sistemini de devreye alıyor. Tekrar bu tuşa basıldığında devreden çıkan sistemi aktive etmemek için bir yol daha var ki bu yol sayesinde çok yavaş akan trafikte motor ve alternatör gereksiz yere zorlanmıyor. Aracın fren pedalına bir sensör yerleştiren Mercedes bu pedal belli bir açının üzerinde dururken sistemi devreye almıyor. Ani yavaşlamalarda pedala uzun stroklu bastıktan sonra durmadan hemen önce otomobili yerinde tutacak kadar basınç uygulandığında motor çalışmaya devam ediyor. Duraklamanın uzun süreceğini anlarsanız motorun durması için yapmanız gereken tek şey pedala biraz daha sert basmak.

Sürüş

B200 testimde aracın en çok gelişen kısmının sürüşü olduğunu belirtmiştim. A Serisi içinse bunu belirtmeye bile gerek yok zira otomobilin yapısı değişirken zaten otomatik olarak bu bölümde çok daha yüksek puanlar alınacağı aşikardı. Bu nedenle bir önceki nesille karşılaştırılamayacak olan sürüş dinamiklerini ayrı bir bölümde incelemek yerinde olacaktır.

Beni tanıyanlar seri araçlardan hoşlandığımı az çok öğrenmişlerdir. Doğruyu söylemem gerekirse test aracımın 1.395 kg ağırlığında, en düşük güçlü benzinli motora sahip A Serisi olduğunu öğrendiğimde moralim biraz bozulmuştu. Turbo beslemeye sahip 1.6 litre hacimli motoru 122 beygir güç, 200 Nm tork üretebilen A180, 7 ileri vitesli, çift kavramalı, yarı otomatik şanzımanıyla 0’dan 100 km/s sürate 9.1 saniyede ulaşabilirken maksimum sürati 202 km/s olarak açıklanıyor ki bu verilerle sportif bir kullanım pek mümkün değil gibi görünüyordu…taa ki yola çıkana kadar.

Mercedes mühendisleri hem motorun güç ve tork devir bandını, hem de şanzımanını o kadar güzel ayarlamışlar ki gaz pedalına sert bastığınız her anda güç ayağınızın altında oluyor. İlk hızlanmalarda çift egzoz çıkışından yayılan sportif homurtular ve direksiyonun arkasından değiştirebildiğiniz vitesler çok zevkli dakikalar yaşatıyor sürücülere. Sert süspansiyon sistemiyle birlikte yan destekleri yüksek olan koltuklar da dinamik kullanımda aracı daha da zorlayabileceğinizi gösteriyor.

Bu arada konu zorlamaktan açılmışken ergonomisi harika olan direksiyon simidinin virajlarda bu işi oldukça kolaylaştırdığını belirtmem gerekiyor. Ani yön değişimlerine çok başarılı tepkiler veren araç standart süratlerle yaptığım testlerde ESP’sini devreye sokma gereği bile hissetmedi. Aşırı zorlandığında da sürpriz yaşatmayan A180 hafifçe önden kaydıktan hemen sonra devreye giren ESP sayesinde güvenli çizgiye kolayca dönüyor.

Tüketim konusunda turbo beslemeye sahip benzinli bir motorun tipik özelliklerini sunan araç otoyolda 120 km/s sabit süratle kullanılabilirse 5.5 litre/100 km gibi değerler yakalasa da gaza basıldığı anda 10 litre/100 km’nin üzerini rahatlıkla görüyor.

Fiyat/Donanım

Kıran kırana mücadelelere sahne olması beklenen lüks C segmentinde fiyatlandırma da oldukça önemli bir hale geldi. Urban donanım paketiyle anahtar teslim satış fiyatı 76.029 TL olan A180’in test ettiğim versiyonunda sunulan metalik boyaysa 2.162 TL ek ücret karşılığında alınıyor.

Standart donanımında yükseklik ayarlı halojen farlar, ECO Start/Stop, çarpışma uyarısı, hız sabitleme ve sınırlandırma, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, yol bilgisayarı, elektrikli camlar, ön, yan, perde ve sürücü diz hava yastığı, konsantrasyon kaybı yardımcısı ve yarı otomatik klima sistemi bulunan A180’in Urban paket kapsamında geri görüş kamerası, aktif park sistemi, 7G-DCT şanzıman, MP3 çalabilen, AUX ve USB portlarına sahip, Bluetooth bağlantısı da sunan ses sistemi, yarı deri döşemeli sportif koltuklar, yangın söndürücü, elektrikli katlanabilen yan aynalar, 17 inç çaplı jantlar, run flat lastikler, yağmur sensörü ve aydınlatmalı kapı eşikleri bulunuyor.

Tipik Alman ekolünün uygulayıcılarından olarak uzun da bir opsiyon listesine sahip olan otomobilin ek donanımlarından bazıları ve fiyatlarıysa şöyle:

Şerit takip radarı ve kör nokta uyarısı – 2.949 TL
Alarm – 1.572 TL
Arka yan hava yastıkları – 1.474 TL
Bi-Xenon farlar – 3.322 TL
Ön sis farları – 727 TL
DISTRONIC PLUS (Mesafe takip radarlı adaptif hız sabitleme sistemi) – 3.381 TL
Panoramik açılır tavan – 3.460 TL
Karartılmış arka camlar – 865 TL
THERMOTRONIC çift bölgeli otomatik klima – 2.005 TL
Comand Online (6’lı DVD oynatıcı ile birlikte) – 11.992 TL
Arka koltuk kol dayanağı – 649 TL
Isıtmalı ön koltuklar – 1.140 TL
Elektrikli ve hafızalı ön yolcu koltuğu – 1.101 TL

Sonuç

A Serisi artık farklı bir segmente dahil. Eski model kimliğinden sıyrılmak konusunda çok başarılı olan modelin rakiplerine bakıldığında iddialı bir tasarıma sahip olmasının nedeni de anlaşılıyor. Son zamanlarda yaşanan en çetin yeni model savaşlarının döneceği segmentin baş oyuncularından olan A Serisi bu giriş modeliyle bile performans meraklılarının aklını çalabilecek kapasitede.

Üretim kalitesi olarak da markanın başarılı bir temsilcisi olacağına kesin gözüyle baktığım aracın donanımında bazı eksikler mevcut olsa da sonsuz gibi görünen opsiyon listesinde istediğinizden fazlasını bulmanız garanti gibi.

Onur Koray

Ortaokul ve lise yıllarını İstanbul, Saint-Joseph Fransız Lisesi’nde geçiren Onur Koray, daha sonra üniversite eğitimini A.B.D.’nin Pennsylvania eyaletinde makine mühendisliğinde tamamladı. 2002 yılından bu yana Ekşi Sözlük’te Agamemnon adıyla yazdığı yazıları kişisel blog’u ile daha geniş bir içerikle sunan Onur Koray’ın otomobil yazıları, haftalık olarak yayınlanıyor.

You may also like...