Serinletici Sinema Kulübü’nü kurarken amacımız, pazartesi gününün bıkkınlığını ortadan kaldıracak filmlerle, yeni haftaya yepyeni bir başlangıç yapmaktı. Zaman geçtikçe filmlerdeki cesaret dolu sahneler hayatımıza yansıdı. Sonra daha çok hayal kurmaya başladık.
Filmlerle hayatımıza sihir kattık. Bu macera dolu yolculukta müzikaller yanı başımızdan hiç ayrılmadı. Bugüne kadar izlediğimiz, anlattığımız her film; sinema kulübümüzün birer parçası haline geldi. Her birini çok sevdik…
Serinletici Sinema Kulübü olarak sizler için yine ilham kaynağı olacak bir filmimiz var. Haftanın filmi ‘October Sky’ ile hayallerinizin peşinden gitmeye hazır mısınız?
‘Roket Çocukların Hikayesi’
Her şey bir hayal ile başladı. Bir maden kasabasında yaşayan 17 yaşındaki Homer, Sovyetler tarafından uzaya fırlatılan Sputnik uydusundan bir hayli etkilenmişti. O günden sonra hayal kurmaya başladı; bir roket yapmanın hayalini…
‘Ben uzaya çıkmak istiyorum!’
Sputnik, tarihte bir dönüm noktası olmuştu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Hem dünya için hem de Homer için… Ailesinin ve etrafındakilerin dalga geçmesine aldırmadan, Homer hayal kurmaya devam etti. Arkadaşları Quentin, Roy Lee ve O’dell ile büyük bir maceraya atıldı. Deneyler yaptı. Başarısız oldu, vazgeçmedi yine denedi. Yine başarısız oldu. Yine ve yine…
Her seferinde daha büyük hayal kırıklıkları yaşadı. Halbuki hayaller olmasaydı bu kadar uğraşmayacak, boş düşüncelere dalmayacaktı. Babasının sözünden çıkmayacak, akşamları yemek masasında pohpohlanan bir evlat olacaktı. Eğer ki bir roket yapma hayalinin peşine düşmeseydi…
Batı Virginia’da bir maden kasabasında yaşayan Homer için hayal kurmak bir lükstü. Hele ki uzayı düşlemek imkansızdı.
‘Maden senin hayatın, benim değil!’
Babasının dediği gibi, Homer ileride madenci olmalıydı ve madende çalışanlar dünyanın üzerindekilerle değil, yerin altındakilerle ilgilenirlerdi. Homer gökyüzü ile ilgilenmeyi seçmişti. Ve öğretmeni Miss Riley de Homer’a inanmıştı.
Bir gün Homer umutsuzluğa düştüğünde, ‘Sadece içinden gelen sesi dinle’ demişti. Sıradan bir öğretmen değildi Miss Riley, harika bir eğitimciydi…
Homer, Quentin, Roy Lee ve O’dell yani Roket Çocuklar, bütün ezberleri bozarcasına düzene meydan okudular. Kendilerini hala çocuk zannedenlere karşı büyüdüklerini ispat etmeye çalıştılar. Başarısız oldular, hayat şartları vazgeçmeye zorladı, en önemlisi de onlara kimse inanmadı.
Peki bu onları durdurdu mu? -ASLA!
‘İnanıyorum ki içimde, olmak istediğim biri var.’
Bütün dünya, sanki Homer roket yapamasın diye anlaşmıştı. Ama Homer hiçbirine boyun eğmedi. Çünkü içinde olmak istediği biri vardı. Ve olmak istediği kişi ona ‘vazgeçmemesini’ söylemişti. Maden ocağının karanlıklarına karışıp kaybolmak Homer’a göre değildi. O buraya ait değildi, onun yeri gökyüzüydü. Ve kararını verdi. Mücadele edecekti…
En başından beri hayallerine karşı olan babası, Homer’ın mücadelesine katılmaya karar verdiği an her şey değişti.
Her şey bir hayal ile başlamıştı ve sonra hayatın ta kendisine dönüşüvermişti…
Roket Çocukların hayali gerçek olmuştu.
Serinletici Sinema Kulübü’nde bu hafta Roket Çocukların ‘gerçek’ hikayesinden ilham alıyoruz.
Unutmayın sizin hayaliniz, sizin hayatınız… Hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin ve harekete geçin!
Serinletici Sinema Kulübü puanı:
Bi’ fragman gördük sanki:
Bir hayli ilgi çekiciye benziyor. İlk fırsatta izleyeceğim 🙂
İlgi çekici ve heyecanla izlenesi:) Şimdiden iyi seyirler.
Teşekkürler:)))
İzlemeden öyle ya da böyle geliyor demek kolay. “Film Girl” bile olsak oturup izleyip yorum yapmak gibisi olmuyor. Dün gece yaptığım gibi 😀
Filmi çok ilham verici buldum Nevalcim. Başımızın üstünden geçen bir uydunun u’sunu bilmeden o sektöre heves salabilen bir çocuk var karşımızda. Çevresi, ailesi ve diğer tüm destek olmayan unsurların aksine istediği yönde ilerleyen birisi ve hayatta başarı kelimesine ulaşma konusunda gereken her şeyi yapan biri. Sonunda olurdu veya olmazdı hiç önemli değil (burada spoilerdan kaçınıyorum :D) o çaba, o ortaya konan yürek resmediliyor filmde. İzlememiş tek bir kişi bile kalmamalı gezegende :)))
Tebrik ediyorum canım yazın için de seçimin için de.
Gezegende ve uzayda izlemeyen kimse kalmamalı olarak değiştiriyorum cümleni:))
Nilcim teşekkür ediyorum yorumun için, beğenmene sevindim. Böyle ilham kaynağı filmleri izlemek hayat amacımıza dönüşecek. Belki de çoktan dönüştü bile:)
Film Girl kısımlarına yorum yapıp böyle bir başyapıt filmden primlenmene izin vermeyeceğim:)
Gerçek hikaye, sürükleyicilik, sağlam yapım… Pek çok film hakkında benzer olumlu şeyleri söylemişizdir. Ama October Sky’ı ön plana çıkartan öyle bir şey var ki, örneklerine kolay kolay rastlayamıyoruz; o da verdiği ilham. Ulaşmak istenilen yere her şeye rağmen ulaşabilmek adına harika bir hayat dersi içeriyor film. Bunu izlerken anladığınız kadar yerli ve yabancı pek çok üniversitenin, öğrencilerine tavsiye ettiği hatta göstediği uygulamalarına da rahatlıkla şahit olabiliyorsunuz.
Harika bir film, bir o kadar harika yazı ve seçim eşliğinde.. Neval’i kutlayıp tadını çıkartmak düşüyor herkese 🙂
Okuyan ve izleyenleri kutlamak da bana düşüyor o zaman:)
Evet birçok filme benzer yorumlar yapmışızdır; zaten sinema kulübünün amacı en başından beri ilham veren filmleri okurlarla/izleyicilerle buluşturmak. Ama bu filmde farklı bir şeyler var dediğin gibi. Hayalini gerçekleştiren insanlara gıpta ediyoruz, onların hikayelerini göklere çıkarmayı seviyoruz. Filme/hikayeye duyduğumuz sempati de bundan kaynaklı.
Beğenmene sevindim Tolga:)
Senaryo mükemmel, oyunculuklar mükemmel, film akıcı, daha ne ister insan. arkadaş, aile, okul ilişkilerini gerçekçi yansıtmayı iyi başarmışlar, sanki film değil belgesel izliyodum.
özellikle küçüklüğünde uzaya hayran olup, “astronot olcam ben” diyenler izlesin. biz olamıyoruz bari başkaları nasıl olmuş, onları izleyelim.
Zaten gerçek bir hayat hikayesi ama buna sadece “film” demek tek kelimeyle haksızlık olur. Hayatın, yaşamın kıyısında gezinmenin en güzel ve ilhamlı örneklerinden biri. İlgimi çekmişti ama bu kadarını hayal bile edemezdim. Muhteşem olmuş Neval muhteşemm:)
19 Mayıs’tan istifade ben de seyrettim. Çok keyifli ve hayata dair seçimlerinde insanı cesaretlendiren bir yapım olarak buldum. Neval bizi böyle filmlerle buluşturdukça ufkumuz daha bile genişleyecek:)