Bir ‘SOS’yal medya hikayesi

Share

Başlıktaki kelime oyunundan da anlaşılacağı üzere sosyal medyada durum yine içler acısı. Birazdan anlatacağımız ‘kişi ve kurumların gerçek hayatla ilgisi yoktur; hepsi tamamiyle hayal ürünüdür‘ demeyi inanın çok isterdik. Buram buram vasatlık kokan gerçek bir ‘SOSyal medya’ hikayesi ile karşınızdayız.

Günlerden bir gün yeni biriyle tanıştık. İlla ki ‘sevgili’ anlamında zannedilmesin. Mesela kafanıza uyan yeni bir arkadaş edindiniz. Müzik zevkinden izlediğiniz filmlere kadar, hatta ilkokuldaki komik hikayeleriniz bile birbirine benziyor. Sonunda turnayı gözünden vurdum, az sayıdaki kaliteli arkadaş haneme bir yenisi daha eklendi diyorsunuz.

Sonra tabii ‘sosyal medya‘ işin içine giriyor ve internet ortamında bulabildiğiniz her mecrada birbirinizi takip etmeye başlıyorsunuz. Şeytanın aklına uyup yeni arkadaşınızın zaman tünelinde ufak bir gezintiye çıkıyorsunuz. Ne yazık ki çıktığınıza çıkacağınıza bin pişman oluyorsunuz.

Aşqım ve ben‘, ‘doğum günüsü keyfisi‘ ve ‘kahve molasıysa demek ki‘ye kadar içler acısı paylaşımlar ile beyninizden vurulmuşa dönüyorsunuz. O kaliteli insan nerede, acaba hesabı mı hacklendi diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Olayın aslı şu: Sosyal medya karakterimizi hack’liyor. Önce ele geçiriyor, sonra da gereksiz bir şekilde moda olan ‘popüler kültür’e esir ediyor. Bütün bunları gören bizler de hem sosyal medyadan hem de arkadaşlarımızdan soğuyoruz. Her gün asosyal olmaya bir adım daha yaklaşıyoruz…

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...