Başka Dünyalara Çocuk Getirmek İstiyor Muyuz?

Share

Uzay bilimciler Güneş sistemimizin ötesinde 3000’e yakın gezegenin, yaşam şartlarına uygun olduğunu düşünüyor. Bu gezegenlerden bazılarında çeşitli yaşam formları da bulunuyor olabilir. Ancak hiçbir gezegende yaşam olmaması ihtimaline karşın insanlar, bundan milyonlarca yıl sonra bile yaşamın devamını sağlayacak bir adım atamaz mı?

Goethe Üniversitersi’nden Teorik Fizikçi Claudius Gros, yapay zekalı robotların, başka gezegenlere küçük yaşam formları göndermek için kullanılabileceğini düşünüyor. Gros’un Genesis Projesi adını verdiği plana göre, bulduğumuz gezegenlere göndereceğimiz yapay zekalı robotlar öncelikle gezegenin yörüngesine yerleşip bu gezegende yaşam olup olmadığını kontrol edecek. Gezegende yaşam olmadığından emin olduktan sonra yapay zeka o gezegene uygun mikrobik canlıları gezegene gönderecek.

Dayanıklılık-Çeşitlilik dengesi

Gros’a göre bu noktada iki seçeneğimiz var: o gezegenin yaşam şartlarına uygun,dayanıklı canlılar göndermek ya da evrim geçirme ihtimalini artırmak için hayatta kalma ihtimali daha düşük ancak daha çeşitli canlılar göndermek. Bu ikisi arasında kurulacak dengenin, bu gezegendeki yaşamın geleceği için önemli olduğunu belirten Gros, gönderilen canlıların gezegenin gerekliliklerine göre milyonlarca yıl boyunca evrim geçirmesinin, yaşamın çeşitliliği açısından önemli olduğunu dile getirdi.

İlk gönderilen canlıların fotosentez yapabilmesi gerektiğini ifade eden Gros, gezegende yeterli oksijen bulunduğunda ökaryotik canlıların da gezegene gönderilebileceğini ifade ediyor. Ancak tüm bunların gerçekleşebilmesi için gezegende tektonik hareketlerin bulunması ve volkanlardan karbondioksit üretiliyor olması gerekiyor.

Çok uzuvlu hayvanlar, hareket eden bitkiler

Bu canlıların nasıl evrileceği konusunda da yaratıcı fikirleri bulunan Gros, Dünya’ya göre daha fazla yer çekimi bulunan bir gezegende canlıların daha ağır olacak şekilde evrim geçireceğini, bu ağırlığı dengelemek için daha fazla uzva sahip olacaklarını, bu uzuvlar sayesinde her yere kolaylıkla tırmanabileceklerini ve ormanlık alanlarda, ağaçların arasında bir medeniyet kurabileceklerini düşünüyor. Ayrıca fazla uzuvlu bu canlıların iletişim kurmak için sesli bir dilden ziyade uzuvları kullanan bir işaret dili geliştirebileceklerini ifade ediyor.

Bir başka alternatif canlı da hareket eden bitkiler. Gros çok hızlı hareket etmeyecek olan bu canlıların bir kağıt gibi olacağını ve gündüz bir taşın üzerine serilip güneşleneceğini, susadığında ise su kenarına gidip susuzluğunu gidereceğini hayal ediyor.

Evrendeki rolümüz pasif mi olmalı aktif mi?

Tabii ki tüm bunların gerçekleşebilmesi için öncelikle, diğer gezegenlere canlı gönderebilecek teknolojiyi geliştirmemiz gerekiyor. Gros’a göre 50 ila 100 yıl içerisinde bu proje gerçekleştirilebilir. Proje gerçekleştikten sonra canlıların evrimleşmesi ise milyonlarca yıl alacak. Yani büyük ihtimalle insanlığın gözlemleyemeyeceği bir projeden bahsediyoruz. Bu noktada karar vermemiz gereken önemli bir soru var: “İnsanlık olarak evreni pasif bir şekilde gözlemlemeyi mi istiyoruz; yoksa aktif bir şekilde değiştirmeyi mi?” Bu sorunun yanıtı, insanlık yok olduktan sonra bile evrenin kaderine etki etmemize yol açabilir.

Science, Dünya Halleri

Sezin Nil Tufan Bardakçı

Her şey için yeterli olduğu sanılır ama Nil için satranç oynamak elde ettiği şampiyonluklara rağmen sadece fazla iddialı bir hobiden ibaret. Yeterince zeki olduğunu göstermek yerine herkesin iyi olabilmeyi bu kadar dilediği bir oyunu kendisine iktisata yönlendiren bir analitik düşünce kaynağı olarak yorumluyor. Çok düşünüp az konuşuyor ve çok okuyup az yazıyor. Hayatın ona gelişini doğru yorumlayana kadar olanları saymazsak İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölümü mezunluğundan pek de haz etmiyor. Oyunun kurallarına aykırı bir “rok” daha deyip onu yenilmez satranççı kimliği Colly’e hapsetmeden hayatta savrulmayı umuyor. Maroon 5 eşliğinde.

You may also like...