by Gabriel Dawe’in renkli ve ışıklı projeleri yıllardır büyüleyici şekilde devam ediyor. Meksikalı sanatçının Toledo Müzesi için yaptığı proje ise eski ve yeni arasında bir bağlantı kurulmasını sağlayan güzel bir çalışma.
Sahaya özgü yapılan proje, iç mimari elementlerden ışık kaynaklarına uzanan uzayda oynayan kapalı bir gökkuşağına benzetmek amacıyla nakış iplerinden oluşuyor. Aynı zamanda müzenin cam tavanı boyunca ışıkla beraber akarken, renkli elementlerle süzülerek holografik bir görünüme sebep oluyor.
Dawe’nin Plexus serisi, nakışa olan sevgisinden yola çıkmış. Ona göre, tekstil materyallerinin eserlerindeki kullanımı da cinsel kimlik kavramlarına bakmanın ince bir yolu. Dawe, “Plexus serisi, çalışmamın ana materyalinin nakış seçimi ile büyük bir deney olarak başladı. Dikiş ipinden yapılmış ürünlerin mimari yapılarda çok havalı olduğunu anladım, sanki uzaydaki dondurulmuş ışık ışınları gibi duruyorlar” diyor.
Başlangıç noktası olarak renk türünün tamamını kullanarak yaptığı Toledo Müzesi çalışması, sanatçının renkleri parçalamayla yaptığı ilk projesi.
Dawe “Bazen yelpazenin sadece bir bölümünü kullanıyorum; diğerlerinde ise, bir prizma ile ışığı parçalamak zorunda kalırsam doğada bulabileceğim karşıtlık oluşturan farklı bir başlangıç ve bitiş noktaları seçiyorum” diyor. “Son zamanlarda, daha fazla parçalama arzusunu yaşadım ve Toledo Sanat Müzesi’ndeki parça, spektrumun parçalanmasını gerçekten keşfettiğim ilk parça olacak.” diye de ekliyor.
icmimarlikdergisi.com
