Serinletici Sinema Kulübü: Brave

Serinletici Sinema Kulübü’nün ilk gününden bu yana bazı kelimeleri çok ama çok sevdik. İmkansızın ardına saklanmak yerine ‘cesarete’ inanmayı seçtik. Bir parça cesaretle kaderlerini değiştiren kahramanlardan ilham aldık; adeta cesaretle kutsandık…

Yine bir pazartesi gecesi, bu muhteşem kelimeyi baş ucumuza koyduk ve güzel bir ‘Cesaret (Brave)’ hikayesini sizlere anlatmaya koyulduk…

Alın yazısı…
Yaşamımızdaki her şey bir alın yazısından mı ibaret? Kaderimiz çok önceden başkaları tarafından mı yazıldı? Ne yaparsak yapalım kaderimizi değiştiremez miyiz? Bütün bu soruların cevabını, kendi kaderini değiştiren Prenses Merida’da bulacaksınız.

Çünkü o bir prensesti!
Merida’nın tek yapması gereken bir hanımefendi gibi davranmak ve beyaz atlı prensini beklemekti. Çünkü o bir prensesti. Onun görevleri, sorunlulukları, beklentileri vardı. Daha doğrusu olmalıydı. Ne de olsa annesi, tüm hayatını onun yerine planlayıvermişti.

Anneler çocukları için hep en iyisini(!) isterler.
Bir prenses karalama yapmazdı, kahkaha atmazdı, eliyle yemek yemezdi, erkenden kalkardı, şefkatli, sabırlı ve temkinli olmalıydı, sesini yükseltmezdi. Bir prenses, yaşamı boyunca mükemmel biri olmak için çabalardı… Gelin görün ki bu sonsuz ‘mükemmellik’ listesinde Merida’ya yer yoktu. Merida basmakalıp bir prenses değildi, olamazdı. Başkalarının istediği gibi bir olsaydı, kendisi olamazdı.

Özgürlük mü?
Merida prenses olmak istemiyordu. Onun tek istediği özgür olmaktı. Ama annesi buna izin vermeyecekti. Kapıya dizilen talipler de bunun en büyük kanıtıydı. Merida onlardan biriyle evlenecekti, başka yolu yoktu. Bir prensesin en büyük sorumluluğu evlenmek ve çocuk doğurmaktı ne de olsa! Çünkü bir prenses, ona söylenileni yapardı.

Ne dilediğine dikkat et!
Merida, annesinin evlilik fikrinin değişmesini isterken, fark etmeden bambaşka olaylara sebep olacaktı. Ormanın derinliklerinde rastladığı bir cadıyla yaptığı anlaşma, hem Merida’nın hem de annesinin kaderini değiştirecekti. Merida’nın annesi büyünün etkisiyle gerçekten de değişti. Bu değişiklik düşüncelerinde olması gerekirken onu fiziksel olarak etkiledi: Kibar ve soylu kraliçe artık bir ayıya dönüşmüştü. Prensesin dileği yanlış sonuçlanmıştı.

Efsaneler, alınması gereken derslerdir.
Merida’yı ve annesini büyük bir tehlike bekliyordu. Cadı aynen şöyle demişti:

‘Kader değişti. İçine bak, gurur tarafından parçalanmış bağı onar.’

Merida’nın yapması gereken şey, kopardığı bağları onarmaktı. Bunu da ancak gerçek bir pişmanlık yapabilirdi. Yaşananlar yüzünden duyduğu pişmanlığa bir de annesine karşı hissettiği sevgi eklenince, herkes gerçek bir mucizeye tanık oldu. Merida, yaşadıklarından ders almıştı ve değişmişti. Kendi bildiğini okumaya devam edecekti; fakat annesinin bildiklerini de yok saymayacaktı.

Kaderin değiştiği gün…
Kaderin bizim kontrolümüzde olmadığını söyleyenler var. Alın yazısını bizim yazamayacağımızı söyleyenler… Ama biz biliyoruz ki, kaderimiz içimizde saklı. Sadece onu gösterebilecek kadar cesur olmamız gerek.

Hadi biraz cesaret!

İyi seyirler…

Serinletici Sinema Kulübü puanı: