Yosundan Spor Ayakkabı Üretildi

Share

Galahad Clark ayağındaki ayakkabıya önem verir. Zaten kanında var. Ailesi makosen ayakkabı ve terlik üreten Clarks şirketine yedi jenerasyondur sahip. Galahad Clark, ailesinin geleneksel başarısını biraz daha ileri taşımak istemiş olacak ki ileri dönüştürülebilir materyallerden yapılan ayakkabı ve tasarımları üç boyutlu yazıcıyla üretmek için çalışıyor. Clark, 2004 yılında Vivobarefoot adlı çok hafif koşu ayakkabıları üreten bir şirket kurmuştu. Clark, şimdi ise yenilikçi bir materyal üretmeye çalışıyor. Temmuz ayında piyasaya sürülmesi planlanan Vivobarefoot Ultra Blooms yosundan üretilen ilk ayakkabı olacak.

Vivobarefoot’un ayakkabıları oldukça esnek. Kuru alanlarda ya da deniz veya okyanus gibi yerlerde kullanılmak üzere tasarlanıyor. Clark ayakkabıları “Crocs’a benziyorlar fakat maratonda giyebileceğiniz türden.” şeklinde tanımlıyor.

Yeni trend çevreci ayakkabılar

Ultra Blooms tamamen yosundan üretildiği için doğal olarak tek rengi mevcut: yosun yeşili. 75 Dolarlık Ultra Blooms ilk çevreci ayakkabı değil. Geçtiğimiz yıl Adidas balık ağından ve sentetik örümcek ipeğinden geri dönüştürülen, deniz köpüğü renginde biyoçözünür bir spor ayakkabısı tanıtmıştı. Rothy’s, New Balance, Nike gibi şirketler de plastik su şişelerinden ileri dönüştürülebilen ayakkabılar üzerinde çalışmıştı. Bu yıl ise Reebok, tabanları kurutulmuş mısırdan yapılan bir ayakkabı tasarladı.

Clark, “Bir gün bütün ayakkabılar bu materyaldan üretilebilir. Dünyada buna yetecek kadar yosun var.” diyor.

Belki de gelecekte hepimiz biyoçözünür ayakkabılar giyeceğiz. Tabanı eriyip kaybolan, toprağa geri dönen ayakkabılar. Fakat şimdilik insanları bir ayakkabının nasıl yapıldığına dair düşünmeye sevk etmek de yeterli. Deri ya da keten, yün ya da ipek, yosun ya da mısır. Ne olursa olsun, ayakkabı sadece ayağımıza geçirip dünyada gezinmek için yapılan bir şey. Tabii ki doğa dostu malzemelerden yapılırsa çok daha iyi.

Kaynak: Wired, Dünya Halleri

Sinem Bekler

Çeşitli gazetelerde muhabir olarak çalışan Sinem, yayıncılığın geleceğini online medyada görmesiyle son dönemdeki çalışmalarını bu yöne kaydırmaktan bir an bile kuşku duymadı. İşletme Bölümü mezunu olan Sinem, kültür sanat dünyasıyla da yakından ilgileniyor ve kendini tam bir başak kadını olarak nitelendiriyor.

You may also like...