Bazı hikayelerin sonu beklendiği etkiyi yaratmıyor!

Share

Bir kitap, bir film ya da bir dizi… Yarım kaldığında insan devamını görmek için sabırsızlanıyor. Fakat unutmayın, bazı hikayelerin sonu beklendiği etkiyi yaratmıyor!

‘YARIM KALAN İLİŞKİ’ DENİLİNCE ROMANTİK BİR SEZEN AKSU PARÇASI AKLIMIZA GELİVERİYOR HEMEN: “Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var Gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim.” İşte o özlem sonra yıllarca devam edebiliyor. Bitti sanılan bir ilişki hafızada sonuca ulaşmadığı için arkasından yıllar yıllar sonra bile ‘acaba’sı kalıyor.

Çünkü bilimsel olarak bakıldığında yarım kalmış ve sonlandırılmamış her şey insanı sürekli o olayı düşünmeye itiyor. Pek çoğumuzun hayatında ‘Acaba devam etseydi nasıl olurdu?’ dediğimiz aşklar olmuştur. Yarım bırakmak zorunda kaldığımız filmler olmuştur ya da tam çok güzel bir yemek yerken bir telefon çalmıştır, masadan kalkmışsınızdır ve o yemek yarım kalmıştır; o yemeğin tadı da damağınızda… İşte bu ‘doyuma ulaşamamış’ olayların bir adı var psikolojide: Zeigarnik Etkisi.

Bu psikolojik fenomenin ilginç de bir ortaya çıkış hikayesi var. 1920’lerde bir grup psikolog Berlin’de bir restorana gidiyor. Bir hayli kalabalık olan grup garsona siparişlerini veriyor. Tüm siparişleri tek bir garson alıyor ve garson siparişlerin hiçbirini not etmiyor. Grup yemeğini yedikten sonra restorandan çıkıyor. Daha sonra, gruptaki psikologlardan Bluma Zeigarnik geri dönerek garsona bu kadar siparişi not etmeden nasıl aklında tuttuğunu soruyor.

Fakat garson aldığı siparişi hatırlamayı bırakın bu grubu dahi hatırlamıyor. Garson Bluma Zeigarnik’e bu olayla ilgili olarak, siparişleri aklına yazdığını ve siparişleri teslim eder etmez de aklından sildiğini söylüyor. Ve bu olayın sonunda Zeigarnik ve ekibi bitirilmemiş, yarım kalmış ve sonlandırılmamış her şeyin insanı sürekli o olayı düşünmeye ittiğini görüyorlar.

Ä°lgili resim

Çevremde yıllar önce ayrılmak zorunda olduğu eski sevgilisini bugün bile unutamadığını dürüstlükle söyleyen arkadaşlarım var. Kimi ayrı şehirlerde yaşamak zorunda olduklarından kimi basit kavgalardan kimi de ailesinin zoruyla ayrılmış… Hala onları hatırlamalarının nedeni ise gerçek aşk mı yoksa Zeigarnik Etkisi’nin yansımaları mı bilmek tam olarak mümkün olmasa da şöyle bir gerçek var ki, yarım kalan her şeyin sonu merak ediliyor. Bu psikolojik fenomene göre de bunun sebebi hedefe gidilmemiş olayların, zihni meşgul etmeye devam etmesi.

Düşüncede yarım kalan, sonlandırılmamış ve karara bağlanmamış her konu kişinin diğer alanlarda yapmaya çalıştığı şeyleri etkiliyor çünkü. Bu durumda bunu yaşayan kişi, bıkkınlık, isteksizlik, yorgunluk, huzursuzluk, erteleme, anlamsızlık ve benzeri düşünce ve duygu durumlarını yaşıyor. İnsan beyni sonuca gidilmemiş olayları, hedefe ulaşmış olaylara göre daha net anımsıyor. Yarım kalmış hikayeleri bu kadar değerli kılan, bu duruma mutlaka kişinin bir son yazmaya ihtiyaç duyması. Zihniniz size zekice bir illüzyon yapar devamlı, kendi kendine alternatif sonlarla sonuca gitmeye odaklanır. Eğer ayrılmasaydınız mutlaka en güzel peri masalı sonları sizi bekliyordur mesela. Algınız bu finale odaklıdır.

Yarım kalan aşkınız işte bu yüzden dramatik ve romantiktir her zaman. Oysa, geçmiş ilişkinize saplantılı olduğunuz sürece yeni ve sağlıklı bir ilişki kurma ihtimaliniz neredeyse sıfırlanır. Aklınızın köşesindeki o hiç unutamadığınız, sürekli ‘Acaba sürseydi şu an nasıl olurdu? Kesin çok mutluyduk’ dediğiniz eski ilişkiniz sizi yaşayacağınız belki de en güzel deneyimden bile alıkoyar. Devamlı karşılaştırma halinde olarak, kendinizi huzursuzluk çıkmazına sokarsınız.

Bu ‘yerine sevemem’ durumu da aslında sizi mutsuz bir insan yapar. Bilinçli Ritmik Yaşam Uzmanı Tuncay Vural, “Bu etki altında olan kişi, yaşamdaki birçok şeyi anlamsız görür. Hedef belirleyemez. Net bir amaç oluşturamaz. Sosyal ortamlardan uzak durur. Kendi dünyası içinde huzur ve mutluluk arayışına girer. Özellikle, özel ilişkilerde sürekli karşılaştırma, tatminsizlik, karşı tarafı suçlama, ne istediğini net anlayamama, kendini sorgulama ve suçlama durumları yaşar. Özetle; huzursuz ve mutsuzluk girdabı içinden çıkabilecek düşünce üretemez’’ diyerek, durumu ta derinden yaşayanların kendileriyle yüzleşmesi için onlara bir ışık tutuyor.

Elele

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...