Uçurtma Avcısı – Khaled Hosseini

Share

Hayatınızda yaptığınız hataları düzeltmek için çaba sarf etseniz bile o hataya önleyebilme ihtimaliniz varsa hatanızı önlemeye çalışın. İşte bu romanda Emir’in yaptığı bir hata hayatının akış yönünü değiştirir. Üstelik bu hataya veya duruma göz göre göre seyreder.

“Senin için bin tane olsa yakalarım.”

Hasan ve Emir Kabil’de yaşayan iki çocuktur. Aynı sütanneye sahip olsalar bile hatta aynı evde yaşasalar bile dünyaları çok farklıdır. Emir zengin bir iş adamının oğlu; Hasan ise iş adamının hizmetçisinin oğludur.

İşte bu ayrı dünyalarda Hasan’ın o masum sevgisini okurken hissediyorsunuz. Hissettikçe yaşananlara kızıp Emir’i sopa ile vurmak istiyorsunuz. Ya da aklınıza gelen ilk soru “Neden seyirci kaldın?” sorusunu Emir’e defalarca sormak istiyorsunuz. Onun tarafından bakılınca Uçurtma Avcısı yarışmasını (Eskiden Afgan çocuklarının oynadığı geleneksel bir oyunmuş.) kazanınca yere düşen uçurtmayı Uçurtma Avcıları düştüğü yöne doğru koşup yakalamaya çalışır.

“Senin için bin tane olsa yakalarım.”

Bu yarışmayı kazanınca babası ile tek ortak yönü olan bu Uçurtma Yarışmasının onun babası ile ilişkisini değiştireceğini umar. Yere son düşen uçurtma ve kendi uçurtması…

“Senin için bin tane olsa yakalarım.”

Asıl soru şu “Bu iki uçurtmayı babasına göstermesi mi önemli yoksa göz göre göre birinin hayatını mahvetmek mi? Ve bu kişi onu koşulsuz seven onun için her şeyi yapan Hasan ise..

Aile ilişkisinin önemi çocukların hayatını etkilediğinin en önemi kanıtı. Babasının sevgisini kazanmak için Hasan’ın hayatını mahvetmek onun için normal gözükmesi babasının “Aferin” kelimesi için. Korkaklığını gizlemenin en iyi yolu. Fakat geçmişteki hatalar yaşanacak olan hayatını etkilemesi onu 26 yıl sonra tekrardan Afganistan’a gitmesine sebep olur.

Vicdanının sesini susturmak bazen imkansız olur. Amerika’daki o güzel yaşamı bir anda gelen telefon ile kendini Afganistan yollarında bulur.

Okurken Emir’i sarsmak istedim. Ona gerçek sevginin koşulsuz olduğunu seni seven kişinin seni sen olduğun için sevdiğini bir mavi uçurtmanın bunu değiştirmeyeceğini söylemek istedim. Babanın sevgisinin gösterme yöntemi geçmişinde yaşadığı hatalardan dolayı göstermediğini söylemek istedim.

Sizi derinden etkileyecek bir kitap. Filmini daha izlemedim bu yüzden filmi hakkında bir yorum yapamıyorum.

Kitaptan Alıntılar:

“Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğin renge boyayamazsın.”

“Yeniden iyi biri olmak hala mümkün.”

“Yalanla kendini kaldırmaktansa gerçekle yüzleşmek iyidir.”

“Özü sözü doğru olanların ortak yönü de budur: Karşısındaki kişinin de içten konuştuğunu sanırlar.”

“…yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?”

“Sohrab’ın suskun olduğunu söylemek, yanlış olur. Suskunluk, huzur içeriyor. Sakinlik, dinginlik. Yaşam düğmesinin sesini kısmak gibi.
Sessizlik ise düğmeyi kapatmak. Kesmek. Tamamen durdurmak.
Sohrab’ın sessizliği, buna özgür iradesiyle karar verenlerin, davasını hiç konuşmayarak savunma yolunu seçenlerin sessizliği değildi. Bu karanlık bir yere sığınan, etrafındaki örtünün uçlarını kıvırıp bir bohça yapan birinin sessizliğiydi.”

“Çocuklara söz vermek, çok tehlikeli bir şeydir.”

Fulden Ufacık

İstanbul Üniversitesi’nde işletme eğitimi gören Fulden, okuduğu kitaplar ile kitap sevgisi aşılamayı amaçlıyor. Onun istediği hayatınızdaki dertlerden beş dakika bile olsa uzaklaşıp başka dünyalara yelken açmanızı sağlamak.

You may also like...