Serinletici Sinema Kulübü’nde dans zamanı! Bu hafta soluğu 80’li yıllarda alıyoruz ve unutulmaz Dirty Dancing filmini konuk ediyoruz.
Mottomuz belli: Eskilerin modası asla geçmez!
‘Baby’
Herkes ona Baby diyordu. Evet tatlı bir kızdı ama insanların onu yalnızca görünüşüne bakarak değerlendirmelerinden nefret ediyordu. Onun adı Frances’ti. Barış gücüne katılacaktı, kadınların haklarını savunacaktı, dünya onu ‘Baby’ olarak değil; başarılı bir kadın olarak tanıyacaktı. İdealleri olan genç bir kızdı Baby; idolü ise babasıydı.
Birazcık eğlence…
Baby ve ailesi, Kellerman Dağ Evi’ne tatile gidiyorlardı. Birkaç hafta burada kalacak ve yorucu geçen bir yılın stresini atacaklardı. Baby de kendini birazcık eğlenmenin iyi olduğuna ikna etmişti. Ne de olsa gençti ve tatildeydi. Süslenip püslenip ortalarda gezinerek yaz aşkı bulmak gibi bir niyeti yoktu. Hem bu gibi konularda ablası Lisa’nın eline kimse su dökemezdi.
Kader dedikleri…
Baby’nin niyeti belki bu yaz tatilinde bolca kitap okumak olabilirdi ama kaderin onunla ilgili bambaşka planları vardı. Johnny Castle’ı ilk gördüğü an bunu anlamamış olabilirdi; fakat çok geçmeden farkına varacaktı. Kellerman Dağ Evi’nin yakışıklı dans öğretmeni Johnny Castle, göz kamaştırıcıydı. Öyle olmasa Baby gibi akıllı bir kız, aklını yitirme noktasına gelir miydi hiç?
Dans ilahı!
Sevimli, naif ve Johnny’nin yakışıklılığı ile hipnotize olmuş bir genç kızdı Baby. Hayattaki tek amacı ‘barış gücüne katılmak’ olan bu genç kızın içinden, çok geçmeden bir dans ilahı çıkacaktı. Bir anda değil tabii. Emek harcaması gerekiyordu. Baby adım adım dans etmeyi öğrenirken, vurdumduymaz Johnny Castle da ona kalbini açmayı öğrenmişti. Müziğin sesi, dansın ritmi derken birbirlerine bağlanmışlardı. Artık dans ikinci planda kalmıştı.
Temel görev.
Baby için dans etmeyi öğrenmek çok zordu. Ama başı dertte olan bir kadına yardım etmeyi temel görevi saymıştı. Tabii bu fikri kabul etmesinde Johnny’den bir hayli etkilenmiş olmasının da payı vardı. Ne olursa olsun Penny’yi içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için gece gündüz dans etmişti. Yine de bu özverili dans çalışmaları bile Penny’yi kurtarmaya yetmemişti. Bu kez Penny’nin hayatı tehlikedeydi.
‘Güven’
Baby’nin babası Jake Houseman hem çok iyi bir baba hem de çok iyi bir doktordu. Penny’nin hayatını kurtarmak için bir an bile düşünmemişti; fakat bu olay sonrası kızına olan güveni yerle bir olmuştu. Her zaman aklı başında olarak gördüğü kızını artık tanıyamıyordu. Tatil köyünde dans öğretmenliği yapan bir serseriyle Baby’nin ne işi olabilirdi ki?
Ters yüz.
Her şey ters düz olmuştu. Baby iyilik yapmaya çalışırken hem kendini hem de Johnny’yi zor durumda bırakmıştı. Johnny dağ evinden ayrılmıştı; babası Baby ile konuşmuyordu. Eğlenmek için geldikleri bu tatil yeri Baby için bir anda cehenneme dönmüştü. Kalbi ve aklı farklı şeyler söylüyor olabilirdi; fakat Baby biliyordu ki kalbi ona mantıklı bir şeyler fısıldıyordu.
Ve müzik başladı…
Baby’nin en umutsuz olduğu anda Johnny bir kahraman edasıyla geri döndü. Aralarında yarım kalan bir şeyler vardı. Her şey dans ile başlamıştı ve dans ile sona ermeliydi. Sahne ışıkları sadece onları gösterdi. Baby ve Johnny hayatlarının dansını yapmak üzere birbirlerine baktılar ve müzik başladı…
İyi seyirler!
Serinletici Sinema Kulübü puanı: