Vahşetin Çağrısı – Jack London

Share

Jack London, Darwin’in evrim teorisi ve insanların çıkarlarını harmanlayarak yazdığı Vahşetin Çağrısı kitabını yazardan esintiler hissederek okudum.

İlk başta günümüzde de olan çıkar ilişkisini Jack London, köpekler ve insanlar üzerinde simgeler oluşturarak olay örgüsünü içine aktarmıştır. Bu simgeleri kitabın konusunu anlatarak değineceğim çünkü kitabın ana mesajını bu şekilde anlatmak kitabın anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.

Kitabın konusu ise Amerika’nın sıcak kesimlerinde onu çok seven bir aile ile yaşayan Buck ,(ayrıca evde en çok sevilen köpek ve bu onu her istediği yapılan sevgiyi hissetmiş biri yapıyor.) bir gün evin bahçıvanı tarafından kuzeyde altın arayan kişilere satılması ile Buck’ın hikayesini okumaya başlıyoruz.

Buck’ın keyifle yaşadığı hayat bir anda hayat mücadelesine dönüştü. Çünkü kuzeyde kendini korumazsan hayatta kalma şansın yok. (Bunu yazar betimlemeler ve olaylarla okuyucuya aktarmıştır.) Buck bunu anladığında sadece kendisi için yaşaması gerektiğini eski hayatının geri gelmeyeceğini anlar. İşte bu anlayış onu geçmişine lider ruhuna sahip olduğu atalarının ruhuna doğru yolculuk yapmasına neden olur.

Buck’ın lider ruhu diğer köpeklerin de dikkatini çeker ve bu liderliği elinde tutması için savaşması ve kuzeye adapte olması gerekmektedir. İşte burada da Darwin’in Evrim Teorisi giriyor.

““Herhangi bir türde, muhtemelen hayatta kalabilecek sayıdan daha fazla bireyin dünyaya gelmesinin sonucu olarak, sıklıkla bir var olma mücadelesi ortaya çıkmakta, böylece herhangi bir canlı çok az bile olsa kendisine yarayacak bir değişim geçirdiği takdirde, karmaşık ve kimi zaman değişken yaşam koşullarında hayatta kalmak için daha fazla şans elde edecek ve sonuçta doğal olarak seçilecektir. Güçlü kalıtım ilkesi gereği, seçilen herhangi bir tür yeni ve değişime uğramış biçimiyle çoğalmaya çalışacaktır.” (Türlerin Kökeni) Gelelim  

Darwin’in evrim teorisine;

Darwin ‘in Evrim teorisi 2 kurala aşamaya dayanır.Adaptasyon ve doğal seleksiyon.

  Adaptasyon: Adaptasyon veya uyum doğal seleksiyonda başarılı olmuş ona sahip olan organizmayı evrimsel olarak daha uyumlu kılan bir özelliktir. Sıfat olarak yani böylesi bir özelliği tarif etmek için adaptif terimi kullanılır.

Adaptasyon canlıların ortamlarında başarılı bir şekilde yaşamasını sağlayan kalıtsal değişikliktir. Adaptasyon yapısal davranışsal veya fizyolojik olabilir. Yapısal adaptasyonlara örnek olarak deri rengi vücut şekli vücut örtüsü verilebilir. Davranışsal adaptasyon için fototropizma örnek verilebilir. Fizyolojik adaptasyonlara örnek olarak bir zehir üretmek sümük salgılamak homeostaz gibi biyokimyasal yollar veya sistemler gösterilebilir.

Adaptasyon doğal seçilimle seçilmiş özelliklerdir. Adaptif özelliği belirleyen genetik temel çevre yüzünden oluşmaz; genetik varyant öncede vardır ve onu taşıyan bireye bir avantaj sağlaması yüzünden seçilir. Genetik varyantların önceden var olduğunun ilk deneysel kanıtı Luria and Delbrück tarafından gösterilmiştir. Bu araştırmacılar sendelenim testi (İng. fluctation test) ile Escherichia coli bakterisinde meydana gelen rasgele değişikliklerin nasıl antibiyotik direncine yol açtığını gösterdiler.

Çevrelerine yeterince uyum sağlayıcı adaptasyonlara sahip olmayan organizmalar ya bulundukları ortamdan gitmek zorunda kalırlar ya da soyları tükenir. Bu bağlamda soy tükenmesi terimi ölüm hızının doğum hızından daha fazla olması sonucu zaman içinde bu türün yok olması demektir.

Bunun zıt anlamlısı seçilimdir yani adaptif özelliği taşıyan bireylerin doğum oranının bu özelliği taşımayana kıyasla daha yüksek olmasıdır.

Canlılarda görülen bazı özelliklerin bariz adaptif amaçları olmasına karşın çoğu özelliğin mecudiyetinin nedeni aşikar değildir. Bunun çeşitli nedenleri olabilir: bir özellik eskiden yararlı olmasına rağmen artık olmayabilir; bir özelliğin faydası vardır ama bu henüz bilinmiyordur; özellik başka bir özelliğe bağlı olarak faydalıdır (Spandrel olgusu). Bu gözlem iki temel ilkenin altını çizer: genetik varyantlar rasgele meydana gelir ve bir canlının çevresi sürekli bir değişim içinde olduğu için adaptasyonların yararlılığı da gelip geçicidir.”

Altın aramak için (zengin olmak) yola çıkan insanların ise köpeklerin sağlıklarından ziyade sadece altın için onları kullanmalarını, bu kullanış ile köpeklerin zor günler yaşadığına da şahit oluyoruz. (Jack London bu olayları anlatırken gözlem gücünün fazla olduğunu kanıtlar. Yaşamında geçirdiği altın macerası onun yazar olmasına neden olmuştur.)

Buck, altın arayan ile geçirdiği günler boyunca kulağına gelen çağrının sesi ile yaşarken aslında bu çağrının geçmişinden geldiğini onu atalarının ve soyunun yanına çağırdığının farkında olmadan sesin peşinden gitmesi gerektiğini bilmektedir. (İşte burada seçim şansının soy ile birleşmesini anlıyoruz. Yani seçimlerimizin geçmiş ile bağlantılı olduğunu bu yüzden kendimizin seçim yapmadığını geçmişteki soyumuzun seçim yaptığından bahsetmek istemiştir.)

Eğer Jack London’dan bir eser okumak istiyorsanız Vahşetin Çağrısı ile başlayabilirsiniz.

Dingin soğuk gecelerde burnunu bir yıldıza dikerek kurtlar gibi uzun uzun uluduğunda, yüzyılların ötesinden ve onun ağzından burunlarını yıldızlara dikerek asıl uluyanlar, ölüp toz olmuş atalarıydı. Ve Buck’ın dalgalanan sesi, onların dalgalanan sesiydi; onların kederlerini dile getiriyor, dinginliğin, soğuğun ve karanlığın onlar için ne demek olduğunu anlatarak nameleniyordu.” 

Fulden Ufacık

İstanbul Üniversitesi’nde işletme eğitimi gören Fulden, okuduğu kitaplar ile kitap sevgisi aşılamayı amaçlıyor. Onun istediği hayatınızdaki dertlerden beş dakika bile olsa uzaklaşıp başka dünyalara yelken açmanızı sağlamak.

You may also like...