Jane Austen okumak hayatımızı mahvedebilir mi?

Share

‘Jane Austen Hayatımı Mahvetti’, Beth Pattillo tarafından 2009 yılında yazılan bir kitap. Kitabın konusundan ziyade kapaktaki dramatik hava ve başlığındaki suçlayıcı ton, yazar Jane Austen üzerine düşünmemize neden oldu.

Bu yazıda kitaptan bahsetmeyeceğiz. Çünkü kitap çözüme kavuşamayan ‘Jane Austen’ gizemi dışında pek de ilgi çekici değil. Sonu gelmeyen bir karmaşa, aldatmaca içinde kıvranıp duran bir hikâye. Çok fazla olayı içinde barındırmaya çalışıp, işin içinden çıkamayan kararsız kahramanlarla dolu. Fakat kitabın kapağına ne zaman baksak, işte asıl hikâye o zaman başlıyor.

Jane Austen, genç yaşta bulduğu aşkı zamansızca kaybeden ve yaşadığı acı tecrübe yüzünden kitaplarında imkânsız çiftler için gizliden gizliye çöpçatanlık yapan bir yazar. Onun kalemine ve kalbine göre, bir adam ve bir kadın birbirini sevdiyse; ne olursa olsun bir arada olmalı. Toplumsal normlar, sınıf farklılıkları, kültür ayrılıkları ve daha nice engele rağmen gerçek aşk her şeyi yıkıp geçmeli.

Klasikleşmiş romanların yazarı Jane Austen bu duygu ve düşüncelerle yarattı Mr. Darcy karakterini. Fitzwilliam Darcy kültürlü, zengin ve yakışıklı bir beyefendi. Tek kusuru müthiş bir bencillik ve ukalalık denizinde kulaç atıyor olması. Gerçek hayatta karşımıza çıktığı an yüzüne bakmayacağımız bir karakter, Aşk ve Gurur romanıyla adeta kahramanımız haline geldi. Güzelliği ile baş döndürmeyen fakat zekiliği ve kendisine has davranışlarıyla dikkat çeken sevgili Elizabeth Bennet’in kalbini çalmayı başaran Mr. Darcy…

Ve hayalimizde bir Mr. Darcy kurguladık. Jane Austen’ın yazdıklarının üzerine ne hayaller ekledik, ne sahneler dizdik. Sonra bir de baktık ki ne gelen var ne giden. Evde oturup kitapların ve filmlerin ‘mutlu son’una kendimizi kaptırdık. Zannettik ki imkansız bir anda aşk kapımızı çalacak. Muhteşem Mr. Darcy ile kader bizi birleştirecek.

Kadere böylesine zor bir görevi neden verdik acaba? Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: Jane Austen realizm akımını desteklese de gizliden gizliye derin bir romantikti. Bir erkekte beğenilen en temel özelliğin dürüstlük (ve bir de zenginlik) olduğu zamanlarda yaşamıştı.

‘Jane olsa ne yapardı’ sorusunu aklınızdan çıkarın ve kendi hayatınızı yaşayın. Ne de olsa akşam eve dönünce Jane Austen sizi muhteşem bir reverans ve sıcak bir fincan çay ile bekliyor olacak.

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...