İş yerinde mizahın 5 faydası

Share

1- MESAJ İLETMEK

Mizah, profesyonel bir kariyeri yerle bir edebilir. Paris’teki L’Oréal Chevilly-Larue Kampüsü Yöneticisi Didier Bouche ise başarısının önemli bir kısmını mizaha borçlu. “Mizah olmasaydı, bu kadar uzun boylu olamazdım!” diyor, boyunun 1,60’ın altında olduğunun altını çizerek ve ekliyor: “İyi bir intiba bırakmak için dış görünüşüme güvenemeyeceğimi biliyordum. O yüzden mesajları iletmek, çatışmaları çözmek, iş ortamını rahatlatmak için mizahı kullanmayı öğrendim.”

“Gülmek, mükemmel bir sosyal tampon” diyerek bu fikri onaylıyor Yasmina Hardi. Avukat Gizem bu durumu yıllar önce deneyimlemiş. Genç avukat, kariyerine “buz gibi bir ortamda, beklenmedik mizaçlara sahip depresif ortaklarla” başladığını anlatıyor. İkinci çalıştığı yerde, önemli bir dosyada talihsiz bir imla hatası yaptığı gün kendisini en kötü senaryoya hazırlamış. “Patronum yalnızca ‘komik’ deyip gülmekle yetindi” diye şaşkınlıkla anlatıyor yaşadığını. Çünkü Gizem’in patronu mizahın pedagojik erdemlerinin bilincinde. Bazı ofislerde en küçük hata devasa bir kızgınlıkla karşılanarak yeni işe alınan kişinin tamamıyla taş kesmesine ve haftalarca verimsiz çalışmasına neden olur. Mizahsa, travma yaratmadan ve kimseyi küçük düşürmeden mesajların sağlıklı iletilmesini sağlar.

2- TÜKENMİŞLİĞİN ÖNÜNE GEÇMEK

Gizem, patronunun bu yaklaşımı sayesinde çok şey öğrendiğinden bahsediyor. “Dosyaların karşısında asık suratlar görmek söz konusu bile değil. Patronum baskıyı ve stresi hafifletmek için güzel bir yöntem uyguluyor. Müşterilerle savunmanın konusuna göre ya da karşı tarafla ilgili karikatürize durumlar yaratıyor. Kendi aramızda da söz oyunları yapıyoruz. Bu sayede hem zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz hem de hepimiz daha az stresliyiz” diye anlatıyor. Hande Özbingül Büyükuncu da “Bir takım içinde gelişmiş mizah anlayışı, takımdaki kişileri birbirine tutkallıyor adeta” diye ekliyor. “Birbiriyle eğlenebilen bir takımda birliktelik duygusu gelişiyor. Bu durum yeri geldiğinde bir işi sonuçlandırmak için takımın birbirine kenetlenmesini sağlarken zevkle ve eğlenerek zorlu işleri başarıyla sonuçlandırmalarını sağlayabiliyor.”

3- YALNIZLIKLA MÜCADELE ETMEK İÇİN

Tek başına eğlenmek zordur. Kahkaha ya paylaşılır ya da paylaşılmaz. “Öte yandan bu da onun güçlerinden biridir. Gülmek, bir kolektife ait olmayı sağlar. Hiyerarşik bağı, ürün ve işi tasarlama biçimleriyle ilişkiyi, ortak profesyonel değerleri öne çıkarır” diyor, iş koşullarının iyileştirilmesi üstüne uzman olan Julien Pelletier. Bu da yabana atılacak şey değil. Mizahın ekip içindeki devamlılığı değerli bir şeyi hatırlatır: Çalışanlar yalnız değildir, kolektif hâlâ vardır.

4- DİRENMEK İÇİN

Mizah bazen “gülme savaşına” yani yöntemlerinin üretken ve yetersiz olduğu düşünülen bir yönetime karşı baskı aracına dönüşür. Karikatürler, skeçler, çizimler ve bazı kelimeler açık bir çatışma kadar etkilidir. Bir sosyal konut kuruluşunda çalışan Aziz, hiçbir zaman müzakere masasında gülümsemekten çekinmiyor. “Muziplikle sunulan argümanlar vazgeçilmez bir hal alıyor” diyor. Yani, “Mizah ağızdan çıkan sözün özgürleşmesini sağlıyor ve eğer gerekliyse ‘hayır’ demeyi öğretiyor. Bu kaçınılmaz” diye belirtiyor Didier Bouche.

5- YARATICILIĞI ARTTIRMAK İÇİN

İşyerinde gülmenin yaratıcılığı ve üretkenliği artırdığı kanıtlandı. David Autissier ve Elodie Arnéguy, birkaç sene önce Milano Bocconi Üniversitesi’nden Profesör Marco Sampietro’nun Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Japonya ve Fransa’dan yaklaşık iki bin çalışanla görüştüğünden bahsediyor. Sonuç ise oldukça dikkat çekici; mizah ekip performansı açısından çok önemli bir yere sahip. Çalışanlar daha rahat olduklarında yaratıcılıkları artıyor.

Fırat, bu ilkeyi uygulamaya koyuyor. İş arkadaşlarından biri bir savunma stratejisinde zorlandığında, Fırat durumu skece taşıyor. “Bu, yeni fikirlerin alevlenmesini sağlıyor” diyor. “Mizahın etkin ve güçlü kullanıldığı ekiplerde kişilerin özgüvenlerinin, birbirlerine saygılarının ve güvenlerinin de arttığını belirten Hande Özbingül Büyükuncu, “Bu durum performanslarını da çok olumlu yönde etkiliyor” diyor. “Şaşırtıcıdır ki bireylerinin potansiyelinin daha yüksek olduğu takımlar, mizah dinamiği güçlü olan takımlar kadar başarılı iş sonuçları üretemeyebiliyor.”

“Gülmenin tıbbi ve belgelenmiş faydaları saymakla bitmiyor: Stresin azalması, kan basıncının düşmesi, endorfin salgılanması, daha sağlam bir özgüven… Üstelik birlikte gülündüğü zaman özel bir bağ da oluşuyor. İşe yeni başlayanlar bu sayede ekiple hızlıca bütünleşiyor. Aynı zamanda yoğun iş temposunda kolektiflik duygusu yeniden yaratılabiliyor.” – Corinne Cosseron, Uluslararası Gülme Okulu Kurucusu

psychologies.com

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...