Yeni bir diziye alışmak neden bu kadar zor?

Share

Elinizdeki tüm dizi sezonlarını tükettiniz. Yeni bir arayış içerisindesiniz. Fakat ne yaparsanız yapın ‘işte o’ diyeceğiniz diziyi bulamıyorsunuz. Vampirleri, kurt adamları reddedip, taht sahiplerini bir kalemde siliyorsunuz. Komiklik bir yere kadar diye düşünüp romantik hikayeleri ‘fazla romantik’ olmakla suçluyorsunuz. Sonunda dönüp dolaşıp eski güvenli limanlarda soluğu alıyorsunuz.

Çünkü ‘yeni’ demek risk demek. Alışık olduğunuz düzeni terk edip yepyeni bir düzene ayak uydurmak demek. Oysaki biz insanlar Tanrı’nın yarattığı en üst düzey varlıklar olduğumuzdan alışmak bize ters bir eylem. Kainat bize ayak uydurmalı; biz ona değil.

Yeni bir dizinin içine girmek, yeni bir ilişkiye başlamaya eş değer. Başta korkutucu ve birazcık da risk işi. İşler yolunda giderse mutlu bir birliktelik vaat edebilir; fakat her şey sarpa sardığı an arkanıza bile bakmadan kaçmanız gerekebilir.

Kalp kırıklığı yaratıp erken sezon yapan dizilerden tutun da favori karakterinizin hiç beklenmedik anda ölümle burun buruna gelmesine kadar pek çok ayrılık sebebi sineye çekiliyor. Ardından yas dönemine eşlik edecek yeni dizi arayışları başlıyor.

Bazen çivi çiviyi söküyor, bazen ise eskiler en muhteşem teselliye dönüşüyor. Her ne olursa olsun diziler her daim yakın bir arkadaş, heyecanlı bir sevgili, kapıyı çalan bir aile üyesi gibi yanı başımızda yer alıyor.

Bu sebepten eskilerden vazgeçemiyor ve yeni dizileri kolayca kabullenemiyoruz.

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...