by Son zamanlarda biraz inanç krizi mi yaşıyorsunuz? Hayata, insanlığa ve vicdana olan inancınızı yitirdiniz mi? O halde size ilaç gibi gelecek bir filmi konuk ediyoruz bu hafta Serinletici Sinema Kulübü’nde.
Haftanın filmi It Could Happen To You ile biraz inanç tazelemeye ne dersiniz?
Düşünceli Charlie…
Charlie dürüst bir polis memuruydu. İşini iyi yapmaya özen gösteriyor, insanlara karşı kibar ve düşünceli davranıyordu. Ne yazık ki karısı Muriel bu davranışları pek de iç açıcı bulmuyordu. Oturdukları yer Muriel’a göre değildi, eşinin gece gündüz çalışıp kazandığı para Muriel’a göre değildi. Muriel’a göre olan ise gösteriş ve zenginlikti.
Küçük bir ‘bahşiş’ meselesi.
Charlie ise hayatından memnundu. Belki karısı daha az şikayet etse hayır demezdi. Muriel’ın ısrarıyla oynadığı lotonun sonucunu merak bile etmiyordu. Hatta kahve içtikleri cafe’de bahşişe parası yetmeyince garsona cüzdanındaki loto biletinden çıkacak paranın yarısını teklif etmişti. Tabii eğer çıkarsa…
Söz, sözdür.
Charlie’nin hiç tahmin etmediği bir şey oldu ve şanslı numaralar ellerindeki bilete çıktı. Tabii aynı numaraları bilen başkaları da vardı ama şöyle ki, Charlie ve Muriel artık zengindi. Charlie bir anda garson kadına verdiği sözü hatırladı. Hayatta hiçkimsenin başına gelmeyecek bir şey gelmişti başına. Ama ne olursa olsun ‘söz, sözdür’ diye düşünen Charlie’nin o kahve dükkanına tekrar uğramaktan başka seçeneği yoktu.
Hayat ve hayal kurtarıcı: Para!
Karısı Muriel bu durumu pek hoş karşılamazken garsonluk yapan Yvonne sevinçten deliye döndü. Aynı anda pek çok duyguyu birden yaşadı. Bu parayı almamalıydı ya da almalıydı. Hakkı değildi ama bir yandan da hakkıydı. Bu çelişkilerin sonunda Charlie de Yvonne da parayı yarı yarıya bölüşmek üzere anlaştılar. Yvonne zaten boşanmak üzere olduğu kocasının harcamaları sebebiyle borç batağındaydı, bu para hem onun hayatını kurtaracak hem de hayallerine kavuşmasını sağlayacaktı.
Ses getiren sessiz anlaşma.
Charlie ve Yvonne’un aralarındaki sessiz kabulleniş medyanında ilgisini çekmişti. Lotoyu tutturan polis memurunun sırf söz verdiği için bir garsona milyonlar vermesi her gün olan bir şey değildi. Dolayısıyla bu hikayeden fazlasıyla nemalandılar. Artık konuşacak konu kalmayınca ilgileri dağıldı.
Olması gerektiği gibi…
Bu sırada Charlie ve Yvonne da hoş bir tesadüf eseri karşılaşmışlardı. Limandan kalkan gemide hoş bir eğlencede olmaları gerekirken ikisi de karaya mahkum olmuştu. Bu akşamı birlikte yemek yiyerek değerlendirmeye karar verdiler. Her şey çok doğal gelişmişti, olması gerektiği gibiydi. Kalp atışlarının sesi gün geçtikçe yükseliyordu. Fakat ikisi de dürüstlüğe ve sadakate verdikleri önem nedeniyle asla adım atmıyorlardı. Onların sessizliği Muriel’ın boşanmayı istemesiyle cesarete dönüştü. Kader Yvonne ve Charlie’yi bir araya getirmek için uğraşırken insanlar da kendilerine dedikodu malzemesi çıkması için çırpınıyordu.
Büyük ödül.
Lotodan kazandıkları paranın onlar için bir önemi yoktu. Geldiği gibi gitmişti para; fakat geriye birbirini seven iki kalp kalmıştı. Adalet sistemine ve insanlığa olan inançlarının kalmadığı zamanları birbirlerinin yanında olarak atlatmışlardı. Büyük ödül ise en sonunda kapılarını çalmıştı: Kalplerini kazandıkları sayısız New York sakini tarafından gönderilen mektuplar ve bağışlarla Yvonne ve Charlie iyilik ve dürüstlüğün ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladılar.
Her şey çok güzel olacaktı… Kötüler trajikomik bir şekilde kaybedecek, iyiler ise mucize eseri bu hikayenin gerçek kazananı olacaktı.
İyi seyirler…
Serinletici Sinema Kulübü puanı:
Fragman:
