Mehmet Ali Erbil: Yürüyemeyeceksem ‘fişimi çekin’ dedim

Share

Yoğun bakımdan çıktıktan sonra sağlığına kavuşmak için önemli adımlar atan Mehmet Ali Erbil, katıldığı canlı yayında sağlık durumu hakkında konuştu ve başına gelenleri anlattı.

Evinde düşerek rahatsızlanan, olay sonrası Kaçış Sendromu nedeniyle aylarca yoğun bakımda kalan ve taburcu olduktan sonra sağlığına kavuşmak için mücadele eden Mehmet Ali Erbil yaşadıklarını anlattı. İşte Müge ve Gülşen’le 2. Sayfa’ya konuyan Erbil’in açıklamalarından satırbaşları:

– Kız kardeşim, ilk eşim, ikinci eşim, dördüncü eşim bir gün başımdan ayrılmadılar. Sevenlerime çok şey borçluyum. Çok önemli bir şey. Şanslıyım ki hiç hatırlamıyorum o süreci. Neler yaşamışım, bilmiyorum. Film gibi. Yoğun bakımdan çıkıp, normal odaya geçtiğimde hiçbir yerim oynamıyordu. İlk parmağım oynadığından ‘Allah’ım çok şükür’ dedim. Şimi biraz sol ayağımda kopukluk var. Doktorlar ‘eninde sonunda yürüyeceksin’ dediler.

– Yine ne geldiyse kadınlar yüzünden geldi başıma. Kızlarla buluşmaya gidiyordum. Duş aldım, küvetten çıkarken ayağım kaydı. Ambulans gelmiş, acile götürmüşler. Doktor ‘Ben bunu toparlayacağım 3 günde çıkacaksınız’ demiş. Sonra bir şey batıyor bana. Doktor iğne yapıyor. Ağrı geçmiyor. Parçalı kırık olunca her şeye batmış. İlk akciğere batmış, onu kurtarmışlar, böbreklere zarar vermiş. Diyalize bağlamışlar beni. Bir gecede iki kez ameliyat etmişler. Aynı kan grubu olan 70 ünite kan getirmişler, sadece 5 tanesi uymuş. Doktorlar bu durumu açıklayamıyorlar.

– Kaçış sendromunu tetikledi. Yürüyememem ondan kaynaklanıyor. Ayağa kalkacağıma hiç inanmıyordum. Kardeşime ‘Böyle bir durum olacaksa (yürüyemeyeceksem) fişimi çekin’ dedim.

-“Her şey insan için. O banyoda 5 kez benzer kaza atlattım. Daha önce hiç düşmedim. Çünkü dengeliyimdir. Gözümü ilk açtığım anı hatırlamıyorum. Muhsine’yi çağırmışım, sonra Sezin… Onlar 9 ay oradalardı, hiç ayrılmadılar.”

– Ekim sonunda küçük bir filmde rol alacağım. O yüzden sakal bıraktım. Güzel bir anı olsun. Yılbaşında inşallah Kıbrıs’ta sahne alacağım. ‘Değişik bir yer olsun’ dedim.

– Tanınmış bir hasta olarak katta çok ünlüydüm. Gelenler ‘Ay görelim, ay görelim’ diyorlarmış. Bir çocuk ‘Mehmet Ali abi bana biz isim yazsın, imza atsın’ demiş. ‘İyi getirin’ dedim. Çocuğun adı Göktuğ. Ben ne yazmışım? Bre adam sen 10 aydır kalem mi aldın eline! Hiç kimseyi ne mağdur etmişimdir, ne elimi kaldırmışımdır. Ben çocuğuma elimi kaldırsam 4 gün odadan çıkamam.

– Yoğun bakımda çok kötü kabuslar görüyordum. Deliryum diye bir şeymiş. Verdikleri ilaçlardan kaynaklı. Rüyamda beni kaçırıyorlardı falan. Rüyanın etkisiyle ilaçları çıkarıyormuşum. Sonra beni yatağa bağlamışlar. Uyanınca beni çivilediler sandım. Şu anda iş olarak bir şey yapmak istemiyorum. Hastanede televizyon izliyordum. Reytinglere bile bakıyordum. Komadan çıktım, ‘İlk 100’ü verin’ dedim.- Diyarbakır’dan biri geçenlerde benim için “Gelsin burada kalsın” demiş. Ben ona öğrenciyken araba vermişim. Arabasını satıp üniversiteyi bitirmiş. Şimdi vali olmuş.

– İsyan etmedim. ‘Ne gelirse Allah’tan’ dedim. Her zaman ders, her zaman imtihan içindeyiz. Tekrar sevmek, tekrar evlenmek kader kısmet işi. Bu konularda hiçbir zaman büyük konuşmadım. Ne enteresan biliyor musun, Sezin bebek istediği dönemde 24 saat benim başımdan ayrılmadı. Allah da bana bir kız evlat nasip etti. Allah, Sezin’in hamileliğini tamamına erdirsin. Bizi genç yaşta dede yapacak. Ali Sadi 3 ay yanıma gelmedi. Annesi psikoloğa götürmüş. ‘Hiç babanı merak etmiyor musun?’ demiş. Üç ay sonra Ali Sadi tek kelime etmiş, ‘Yaşıyor mu’ demiş.

– “Depremi hissettim, evdeydim. Tam beni uyandırmaya geldiler, saate baktım 13:59’du. İlk defa hissettim. Baktım beni almaya gelen de yok. Tek başıma nasıl kalkıp gideceğim ki? Birinin yardımı olmadan yerimden kalkamıyorum. Telefondaki insanın sesinden anlardım neye ihtiyacı var neyi yok? O evin neye ihtiyacı var anlardım. Bizim evde çalışan bir kadın var, çocuğuyla görüntülü konuşuyor. Bana hep ‘dede’ diyor yavrum. Tuvalete yardımla gidebiliyorum. Bunlara da şükür.”

– O kadar zor bir süreçten sonra sadece dilin oynuyor. Yeşim’e ‘beni bu durumda mı bırakacaksın?’ dedim. ‘Dur ben bir durumuna bakayım, olmazsa çekerim fişi’ dedi. – Fizik tedavi süreci devam ediyor ama tembel davranıyorum biraz. Sinirsel hiçbir bozukluk yok, o olsa çok zormuş.

NTV

Sema Doğan

Akdeniz Üniversitesi İktisat Bölümü'nden mezun olan Sema, İzmir'de özel bir şirkette danışman olarak çalışıyor. Konu film olduğunda izleyicilikten yorumlamaya her alanda heyecanına engel olamayan Sema'yı arkadaşları "Film Girl" olarak anıyor. Bununla birlikte teknolojiye büyük ilgi duyan Sema, Serinletici için kültür-sanat, yaşam ve teknoloji içerikleri sağlıyor.

You may also like...