Radarımızda: Jane the Virgin

Share

Bilge bir adam, “Kader bir dizi dolambaçlı yoldur.” demiş.

Jane the Virgin dizisinin 3. sezon 20. bölümünde geçen bu söz tam olarak diziyi özetler halde. Düz yoldan gitmek bir seçimdir belki de kaderdir; fakat bazı insanların kalemi o denli güçlüdür ki henüz o dünyaya gelmeden yazılmış kaderi bile değiştirip baştan yazabilir. Tıpkı kahramanımız Jane Villanueva gibi…

Bu trajikomik bir hikaye, baştan söyleyelim. İçinde romantizm, entrika, yalanlar, bolca aşk, kalp kırıklıkları ve birden fazla drama kraliçesi var. Tam olarak bir Rosalinda ve Vahşi Güzel’in karışımı. Yalnız onlar kadar göz alıcı değil. Güzellik standartlarına uymuyor. Yani karşınızda bir Hollywood sarışını görmeyi beklemeyin boşuna.

Modern bir soap opera olarak karşımıza çıkan Jane the Virgin, basit entrika ve kavuşma sahnelerinden çok daha fazlasını vaat ediyor izleyicisine. Diziyi durdurup notlar alacak ve bazen de geriye sarıp aynı sahneye tekrar güleceksiniz.

Kendimiz gibi ortalama bir kahraman Jane. Kendi hayatının başrolünde elbette ama hayallerinin de her daim gerisinde. Romantik olmaktan bir türlü vazgeçemediği ve kendisini hep bir ‘kader’ sorunsalı içinde bulduğu için zaman zaman yanlış kararlar veriyor. Ama bu onu durdurmuyor. İnadına daha çok hata yapıyor; fakat doğruyu da gözyaşları içinde kucaklıyor. Küçük yaşından beri yazar olma hayali kuran Jane, tüm zorluklara inat yazma isteğinden asla vazgeçmiyor. Bazen yaşadıkları ağır geliyor ve kendinde devam etme isteğini bulamıyor. Yine de içine düştüğü karmaşadan ‘sesini bularak’ çıkıyor. Her seferinde hayallerine ve kalemine dönmeyi başarıyor.

jane the virgin narrator quotes ile ilgili görsel sonucu

Zaman zaman aydınlanma anlarını kocaman sevinç çığlıkları atarak karşılıyor. Evlenme hayalleri kurduğu Michael’den Rafael yüzünden ayrılıyor. Çünkü Rafael’in çocuğunu taşıyor. Evlenmeden önce cinsel ilişkiye kesinlikle karşı olan Jane’e doktor tarafından yanlışlıkla Rafael’in spermleri yerleştiriliyor. Çok karışık değil mi? İnanın izlerken daha da karışık. Hele senaryonun gelişmesiyle ve olaya dahil olan kahramanların üstün performanslarıyla bu karışıklığı büyük bir eğlence kaynağı olarak görmeye başlıyorsunuz.

Ä°lgili resim

Her geçen bölüm daha iyi olurken bir yandan da böylesine güzel bir pembe dizinin içinde bambaşka bir pembe diziye tanık oluyorsunuz. Jane’in pervasız annesi Xiomera, büyükannesi Alba ve yıllar sonra ortaya çıkan ünlü babası Rogelio De La Vega, ezeli rakibi Petra ile maceralarını izlerken büyük keyif alacaksınız.

Ä°lgili resim

En büyük alkışı hak eden kişi de Anthony Mendez. Bu ismi bilmiyorsunuz, bir karakter oyuncusu değil. Kendisi Jane’in hikayesini anlatan kişi. Verdiği tüyolarla ve esprili yorumlarla Jane’in hayatının tepesinde uçuşan bir gökkuşağı edasıyla her bölüm izleyenleri karşılıyor. Emin olun bir bölüm bu sesi duymazsanız bir şeylerin yolunda olmadığını düşünürsünüz.

Ä°lgili resim

80’li ve 90’lı yılların pembe dizi severlerine selam gönderen Jane the Virgin, pembe dizi izlemeyi çok seven bir ailenin hayatının zamanla nasıl da pembe diziye dönüştüğünü anlatıyor. Keyifle, hüzünle, imkansızla ve büyük bir eğlenceyle…

Keşfedin, izleyin ve çok sevin!

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...