İnsan Ne ile Yaşar? – Lev Tolstoy

Share

Hayat geçip gidiyor. Giderken insanlara bir şeyler bırakıyor. Tabi bu bıraktığı şeyleri ya da durumları anlamak ise insanın kendisine kalıyor. Peki bu hayatta niçin varız? Neden yaşıyoruz? Biz ne ile yaşarız?

İşte bu kitapta Tolstoy insanın duygularına doğru bir yolculuk yapmamızı sağlıyor. Hayat ilerliyor. Bazen zor bazen kolay. Bazen mutluyuz bazen mutsuz. Peki daimi olan şey ne bu hayatta? Para mı? Mal mı? Mülk mü? Şöhret mi?

İşte bu soruların hepsini yıkacak bir cevap koyuyor okuyucunun önüne. Sevgi. Evet yanlış okumadınız cevap sevgi.

Peki bize bu duyguyu unutturan unsur nedir? Çocukların gözlerinde var olan sevgi büyüyünce neden yok oluyor? Bu soruyu hep düşünmüşümdür. Çocuklarla vakit geçirirseniz onların gözlerindeki o ışığı görürsünüz. Daha sonra çocuk büyür ve sevgi yavaş yavaş yok olmaya başlar. Hayatın ne olduğunu anlamaya çalışırken aslında küçükken sorunun cevabını bildiği o sevgiyi aramaya çalışır. Belki de hayat sevginin umududur ve onu içimizde büyütmemiz gerekir.

Bu kitap fakir bir ayakkabıcı olan Semyon’un alacaklarını almak için evden çıkmasıyla başlıyor. “Hayatta paran varsa yaşabilirsin ve para ile her şeyi satın alabilirsin” diye düşünerek yola çıkar ancak işler istediği gibi şekillenmez çünkü alacaklılar ona paralarını vermez.

“Ekmek pahalı, emekse ucuzdu.”

Bu duruma üzülerek evine doğru giderken kilisenin önünde canlı mı cansız mı anlamadığı bir şeklin çırılçıplak durduğunu fark eder. İlk başta umursamaz ancak bir dürtü ya da Tolstoy’un Tanrı inancı ya da merhamet onu geri döndürür ve bu kişiyi fakir evine götürür. Tabi o kişinin kim olduğundan ve niçin çırılçıplak olduğunu bilmeden bu işi yapar. İşte hikayemiz böyle başlıyor.

Hikayeye şöyle bakın: Karısı ve çocukları ile kıt kanaat geçinen karısı Matryona ile aynı paltoyu paylaşan sadece kendilerine yetecek yemeği olan bu kişiler neden tanımadıkları bu kişiyi evlerine alırlar? İşte Tolstoy aslında paranın değersiz olduğunu ve insanların birbirine muhtaçlığını, insanların gelecek hakkındaki bilgisizliğini sevginin gücünü bu kısacık ama anlamlarla yüklü öyküde okuyucularına aktarmak ister.

“İnsanın içinde çalışma isteği olduktan sonra her şeyi öğrenebilir.”

Kitabı İthaki Yayınlarından okudum. İçerisinde İnsan Ne İle Yaşar öyküsü dışında dört öykü ve bir Sonsöz bulunuyor. Bu öykülerden de bahsedecek olursam:

İnsana Ne Kadar Toprak Gerekli? öyküsünde dünya mallarını gözünde büyüten çok fazla toprağı olduğunda her şeyi yapacağını düşünen Pahom’un hikayesini okuyoruz.

Mum öyküsünde zalimliği ile ünlenmiş Kahya’nın köylülere yaptığı eziyet ve bu eziyetlere karşı köylülerin davranışlarını okuyacağız. Sabrın ve Tanrı’ya inancın önemini aktarmak istemiş Tolstoy.

“Başkasının ruhunu yok etmek kolaydır, peki ya sizin ruhunuz ne olacak?”

Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli öyküsünde bir yumurta yüzünden iki komşunun birbirine düşman kesilmesini ve yaşananları okuyacağız.

İki Kardeş Ve Altın öyküsünde başkalarına yardım ederek yaşayan iki kız kardeşin yolda altın bulması ile yaşadıklarını anlatır. Emeğin ve inancın önemini okuyucuya aktarmak ister.

Sonsöz ise İnsan Ne İle Yaşar öyküsü ile ilgili makaledir.

Tolstoy sevginin gücünü, Tanrı’ya inancın önemini, açgözlülüğün ve kinin insan üzerindeki etkisini öykülerinde ilmek ilmek işlemiş. Öykülerde yaşanılan olayların yanında kendinizi bulacaksınız ve hayatın ne olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Eğer yazarın eserlerini okumak istiyorsanız bu kitabıyla başlayabilirsiniz.

Fulden Ufacık

İstanbul Üniversitesi’nde işletme eğitimi gören Fulden, okuduğu kitaplar ile kitap sevgisi aşılamayı amaçlıyor. Onun istediği hayatınızdaki dertlerden beş dakika bile olsa uzaklaşıp başka dünyalara yelken açmanızı sağlamak.

You may also like...