Devlet – Platon

Share

Bana göre bu kitabı sakin bir zamanınızda, sindirerek okumanız gerekiyor Bu şekilde yazılanları -Platon’un görüşlerini- daha iyi anlarsınız. Dil olarak çok ağır değil ancak felsefe kitabı olduğu için okurken sizi yorabilir. Platon bu kitabı on bölüme -on kitaba- ayırmış. En iyi devletin nasıl olacağından bahsederek bunu diyalog şeklinde kaleme almış. Onun Ütopyasını okuyacağız bu kitapta.

Kitabında İdeal Devlet’in doğuşunu, özelliklerini ve bu devletin nasıl ayakta kalacağını anlatır. Bunları yaparken doğruluğun ve eğriliğin ne olduğunu sorgular. Benim dikkatimi çeken bir husus şu oldu: Bir insanın yaşadığı devletin özelliklerinin onun kişiliğini etkilediğini düşünmesi. Bu düşünceyi okurken eğitimin önemini bir kere daha anladım. Bir insan ne görürse onu yapar ve bunu gelecek nesillere aktarır. Sorgulamak işte bu yüzden bu kadar önemli.

Kitabın yazıldığı döneme göre – Platon M.Ö. 427-347 yılları arasında yaşamış.- düşüncenin o zamanlardaki önemine dem vuruyor. O zamanı ve günümüzü karşılaştırdığımda bazı düşünceleri bugün de kendini gösterirken bazıları ise Ütopya olarak kalacak gibi duruyor.

Felsefik düşüncelerini kitabın içine yerleştirmiş. İdea, insanın kişiliği, mağara alegorisi, filozofların neden devletin başında olması gerektiği gibi birçok konuyu okuyacaksınız bu kitapta.

Kitabı okurken Platon’un bazı düşüncelerini -neden böyle düşündüğünü uzun uzun diyaloglarında açıklıyor- bana yeterli gelmedi. Hatta ona da yeterli gelmemiş ki “Yasalar” kitabını yazmış. Onu henüz okumadım.

Doğruluk, adalet, eğrilik, insan kişilikleri, iyi bir devlet, devletleri karşılaştırmaları ve daha nice konu..

Önsözde söyle bir cümle vardı:

“… insan kendi hayatını yönetmelidir, iyiyle kötüyü, doğruyla eğriyi ayırt etmesini öğrenip hem kendini hem başkalarını adam etmelidir.”

Kitabın ana özeti niteliğinde bir cümle. İşte bunu iyi bir devletin nasıl olması gerektiğini sorgulayarak irdeliyor.

Bana göre bu kitabı herkesin okuyup bazı şeyleri sorgulaması gerekiyor. Sorgularken de aklın önemini, bilgeliğin o eşsiz tınısına şahit olacaksınız.

“- Peki, ya ben doğruluk için bütün bunlardan başka bunlardan daha üstün bir cevap verirsem kendine ne ceza verirsin?
– Bilmeyene yaraşır ceza neyse onu: Bilmediğimi bilenden öğrenmek cezası.”

“Düşünen bir insan için dinlemek ve söylemekten daha keyifli bir şey olabilir mi?”

“Söz bir rüzgar gibi biz nereye iterse oraya gideceğiz.”

“Müziğin insanı götüreceği yer, güzellik sevgisidir.”

“-Görüyorsun ya Glaukon, ne belalı bir yanı var tartışma sanatının?
-Niçin?
-Çünkü, birçokları zorla giriyorlar tartışmaya. Tartıştıklarını sanıyorlar. Oysa ki yaptıkları tartışma değil, çekişmedir. Neden dersen, bir meseleyi ayrı ayrı yönleriyle ele alıp inceleyemezler. Karşısındakinin tersini söylemek için kelimelere takılırlar. Tartışmak değil, hır çıkarmak bu.”

Fulden Ufacık

İstanbul Üniversitesi’nde işletme eğitimi gören Fulden, okuduğu kitaplar ile kitap sevgisi aşılamayı amaçlıyor. Onun istediği hayatınızdaki dertlerden beş dakika bile olsa uzaklaşıp başka dünyalara yelken açmanızı sağlamak.

You may also like...