Serinletici Sinema Kulübü: Big Miracle

Bazen mucizelere inanmayı bırakıyoruz. Ne hayata ne de insanlara karşı inancımızın kalmadığı anlarda muhteşem ve gerçekten yaşanmış bir hikâye bizlere ilham kaynağı oluveriyor. Serinletici Sinema Kulübü’nde haftanın filmi Big Miracle, yaşama sevinciyle dolup taşmamızı sağlıyor.

Alaska macerası…
Adam, dört yıllık Alaska macerasını sonlandırmak üzereydi. Çalıştığı televizyon kanalı onu bu soğuk kasabada görev yapması için göndermişti. Adam burada yapılabilecek her türlü haberi yapmıştı ve finale gelmişti. Birkaç gün içinde bu soğuk kasabaya veda edecek ve evine dönecekti. Tabii bu üç dev balinanın buzların altında mahsur kaldığını fark etmeden önceydi. Adam bunu fark ettiği anda haber yapmaya karar verdi.

‘Balina ailesi’
Adam, haberinin bu kadar ses getireceğini düşünmemişti. Haberinin ulusal kanalda yayınlanmasıyla bütün dünya bu üç balinanın hayatını kurtarmayı düşünür hale gelmişti. Bu insanların arasında en inançlı olanı da Adam’ın eski kız arkadaşı Rachel idi. Rachel, ateşli bir doğa savunucusuydu. Yıllar içinde Greenpeace’in cesur gönüllülerinden biri haline gelmişti ve şimdi düşündüğü tek şey balinaları nasıl kurtarabileceğiydi.

İmkansız görev…
Herkes bu balina ailesini kurtarmanın imkansız olduğunu düşünürken Rachel çoktan harekete geçmişti bile. Petrol işi sebebiyle doğaya zarar veren J.W. McGraw ile anlaşabilirse balinaların hayatı kurtulabilirdi. McGraw ise çevre dostu biri olarak görünüp iyi bir reklam yapabilirdi. Dolayısıyla bu işten herkes karlı çıkabilirdi. Bu esnada balinaların hayata tutunma hikayesi çığ gibi büyümüş, Amerikan başkanı da dahil olmak üzere konuya kimse kayıtsız kalamamıştı.

Farklı amaçlar.
Kimisi balinalarla reklam yapmayı amaçlarken kimisi de siyasi hayatını düşünüyordu. Kimisi en iyi haberin peşindeydi kimisi de bu ıssız kasabaya gelen misafir akınından para kazanmanın derdindeydi. Yalnızca Rachel, sadece balina ailesini kurtarma derdindeydi. Onun sevgisi ve insanlığı herkese örnek olmuştu. Balinaların kurtarılması herkesin önceliği haline gelmişti. Alaska’nın buzlar içinde soğuk bir yer oluşu ne yazık ki balina ailesinin aleyhine işliyordu.

Çok geç kalınmıştı…
İmkansızlıkları zorlamışlardı. Eskimo aileleri sayesinde buz kütleleri arasında delikler açmışlar ve balinaların ilerlerken nefes alabilmelerini sağlamışlardı. Yine de tüm çabalara rağmen yavru balinayı kaybetmişlerdi. Bam Bam ismini verdikleri yavru, suyun derinliklerine karışmış ve bir daha yüzeye çıkmamıştı. Onu kurtaramamışlardı belki ama anne ve babasını ne olursa olsun kurtaracaklardı.

Bekleyiş…
İşte bu sırada devreye Ruslar girdi. Kibirli Amerika, gururlu Ruslar’dan balinalar ayardım etmelerini rica etti. Buz kırıcı gemileriyle buzları yararak gelen Ruslar, imkansız bir olaya imza atarak balinaların okyanusa geçebilmeleri için gerekli boşluğu yaratmışlardı. Fakat bu titreşim ve gürültü, balinaların korkmasına yol açmıştı. Bekleyiş başladı… Balinaların hayatı üzerine başladıkları bu macera bolca gözyaşı, olağanüstü bir cesaret ve başarı hikayesine dönüşmüştü. Sessizliği bozan şey, balinaların okyanusa kavuşması sonrası duydukları mutluluktu.

İlham kaynağı.
Yıllar önce yaşanan bu inanılmaz olay, dileriz bugün ve gelecekte de bizlere örnek olur. Doğaya, hayvanlara ve tüm canlılara saygı duymayı, onların da biz insanlar kadar yaşam hakkına sahip olduklarını unutmayalım. Yaşamak için mücadele veren balina ailesini ve onları hayatta tutmak için birbirine kenetlenen insanların hikâyesinden ilham alalım.

İyi seyirler…

Serinletici Sinema Kulübü puanı:

Fragman: