by Serinletici Sinema Kulübü tatil bitiminde işe geri geri giden ayaklarımıza çok iyi gelecek bir filmle karşınızda. Farklılıklarımızı gözeterek birbirimizi sevmenin önemini anlatan Happy Feet, küçük bir adımla değişen koca bir dünyayı gözler önüne seriyor.
Mutlu son…
Norma Jean ve Memphis rüya çiftlerin sahip olduğu o ahengi yakalamışlardı. Bir penguenin en büyük hayali ruh eşini bulmak ve hayatının şarkısını birlikte söylemekti. Norma ve Memphis kesinlikle bir elmanın iki yarısı gibiydiler. Şarkıları tek kelimeyle muhteşemdi. Üstelik mutlulukları bir bebekle taçlandırılacaktı. Sürünün erkekleri, çetin kışa karşı yumurtaları korumakla görevliyken kadınlar da balık avı için okyanusa açılacaklardı.
Büyük bir çaba sarf etmişti.
Norma Jean henüz bir yumurta halinde olan bebeklerini Memphis’e emanet ederek av sürüsüne katıldı. Memphis bebeklerini koruyabilmek için büyük bir çaba sarf etmişti. Yine de bir anlık bir dikkatsizlik sonucu yumurtanın devrilip yuvarlanmasına sebep olmuştu. Fakat korktuğu başına gelmemişti; yumurta çatlamamıştı. İçi rahatlayan Memphis hiçbir şey olmamış gibi gündelik hayata dönmüştü.
Farklı(!)
Yumurtalar çatlamaya ve bebek penguenler dünyaya gözlerini açmaya başlamıştı. Norma Jean ve Memphis’in yavrusu Mumble da dünyaya gelmişti. Mumble diğer yavrulara göre biraz farklıydı. Daha doğrusu farklı olan ayaklarıydı. Fazlaca yavaş hareket eden penguenlere göre Mumble’ın ayakları alışılmadık derecede hareketliydi. Sergilediği figürler kesinlikle bir penguene yakışmayan hareketlerdi. Üstelik balık kıtlığının sebebi bile Mumble’ın yaptığı ayak hareketleri ile Tanrıları kızdırmasıydı.
Çoğunluğun iyiliği için…
Tek sorun ayakları değildi tabii ki de. Şarkı söyleyememesi de bir başka büyük sorundu. Sürünün liderleri penguenler arasında büyük kaygılara yol açan Mumble’ın sürgün edilmesini istediler. Ayaklarıyla yaptığı o tuhaf dans hareketleri ve bir kargayı andıran sesiyle bir penguen olmak için dünyaya gelmemişti. Çoğunluğun iyiliği için bir kişiden vazgeçilebilirdi. Penguen toplumunun koruması gereken bir düzeni ve itibarı vardı ne de olsa.
Gerçeğin peşine düşecekti.
Sürgün edilen Mumble bambaşka diyarlarda buldu kendisini. Önce başka bir penguen sürüsüne rastladı, onlara katılmaya karar verdi. Sonra ise hayatını tehlikeye atma pahasına hiç olmayacak bir işe girişti. Kaybolan balıkları araştırmak için uzaylılarla çetin bir mücadeleye girişecekti. Yaptığı son şey bu olsa bile başkaldırıp gerçeğin peşine düşecekti.
Meydan okumuştu.
Mumble’ın gerçeği arayış hikâyesi bolca tehlike barındırıyordu. Buna rağmen Mumble kendisi olmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. Bazen umutsuzluğa düştü, bazen yaşamak istemedi ama her kaybolduğunda yine dönüp dolaşıp kendisine döndü. Çünkü o dans eden Mumble idi. İmkansızlıkları başaran küçük bir penguen, tüm evrene dans eden ayaklarıyla meydan okumuştu.
Umutsuzluğa düştüğünüz her an Mumble’dan ilham alın. Farklılıklarınızı köreltmek yerine parlatın. İyi seyirler…
Serinletici Sinema Kulübü puanı:
Fragman:
