Serinletici Sinema Kulübü’nde bu hafta duygu yüklü bir mucizenin gerçekleştiğine tanık olacağız. Pazartesi gecesini süsleyecek ‘Wonder’ filmi ile çocuk kalplerimiz büyük bir sınav verecek.
Sıradan(!)
Auggie’nin en büyük dileği sıradan bir çocuk olmaktı; fakat o bir hayli sıra dışıydı. Doğumuyla birlikte başlayan talihsiz hastalıklar sebebiyle henüz 10 yaşına gelmiş olmasına karşın 27 tane ameliyat geçirmişti. Daha iyi duyabiliyor, görebiliyordu; fakat yüzünde şekil bozukluklarıyla yaşımını sürdürmek zorundaydı.
‘Kurtarıcı’
Auggie ameliyat izleri sebebiyle deforme olmuş yüzünü herkesten gizliyordu. İnsanların onu gördüğü zaman acıyarak ya da çığlık atarak bakmalarını istemiyordu. Ablası Via’nın arkadaşı Miranda’nın hediye ettiği astronot başlığı adeta Auggie’nin kurtarıcısı olmuştu. Her yere onunla gidiyordu, bu sayede insanların kendi yüzünü gördükleri zaman dehşete düşmelerini önlüyordu.
Gerçekleşmeyen dilekler…
Annesi Isabel, Auggie’ye evde eğitim veriyordu. Fakat artık okula gitmesinin zamanı gelmişti. Auggie, ortaokula evde devam etmemeliydi. Şimdi ya da asla diye düşünen Isabel, oğlunun bütün itirazına rağmen onu bir okula yazdırmıştı. Auggie’nin ailesinin tek dileği, diğer çocukların bu sıra dışı çocuğa iyi davranmalarıydı. Ne yazık ki bu dilekleri hemen gerçekleşmeyecekti.
Acımasız dünya.
Auggie’nin hem fiziksel hem de psikolojik olarak zor bir yaşamı olmuştu. Ve hayatında ilk defa şansının döndüğünü hissetmişti. Arkadaşı sandığı Jack, kendisine ihanet etmişti. Artık ne okula gitmek ne de yaşamak istiyordu. Hayatın ve insanların acımasızlığı gözlerindeki yaşlarla süzülüyordu ince ince. Kimsenin onun için üzülmesini ya da yüzündeki izlere neyin sebep olduğunu merak etmesini istemiyordu. Ahh keşke Auggie’yi gerçekten tanımak isteyen biri olsaydı…
Mutluluk üzerine bir hayat…
Auggie kendi sorunlarıyla başa çıkmaya çalışırken ablası Via (Olivia) da kendi sıkıntılarıyla savaşıyordu. Kardeşini her şeyden çok seviyordu ama o doğduğundan beri kendisini bir hayli yalnız hissediyordu. Annesi ve babasıyla birlikte Auggie için seferberlik ilan etmişlerdi adeta sessizce. Sadece onu mutlu etmek üzerine bir hayat inşa etmişlerdi. Peki ama Via’nın mutluluğu? Neden kendini mutlu hissetmiyordu? Neden annesini ve babasını kendine yakın hissetmiyordu?
İmkansızı başarmuştı.
Auggie yaşıtlarının pek çok kötü davranışına maruz kalmıştı. Bazen sineye çekti bazen ağladı. Bazen ona destek olan arkadaşları yanında oldu, bazen de ailesi. Ne olursa olsun tam bir kahraman edasıyla galip çıktı bu savaştan. Pek çok kişinin hayatına dokunarak onların daha güçlü ve sevgi dolu olmalarını sağladı. İmkansızı başararak hayatta kaldı. Ne de olsa kaderinde sıra dışı olmak vardı.
İlham kaynağı…
Yüzündeki yaralar Auggie’nin kalbindeki sevgiyi görmeye engel değildi. Yeter ki kalplerimizde yeterince sevgi ne nezaket barındırabilelim. Bu pazartesi akşamımızı Auggie Pullman’ın ilham dolu hikayesine ayırdık. Tabii Auggie’nin koruyucu melekleri olan sevgi dolu annesi, komiklikleriyle baş döndüren babası ve en yakın arkadaşı olan ablasını ayakta alkışlamadan geçmek olmazdı.
İyi seyirler…
Serinletici Sinema Kulübü puanı:
Fragman: