Serinletici Sinema Kulübü, haftanın filmi Wreck-It Ralph ile ‘iyi ve kötü’ tanımını sorguluyor. Ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve gerçeklerle sıkı bir yüzleşmeye hazırlanın.
Mottomuz: Etiketin seni mutlu etmez; kendini sevmelisin!
Oyunun (kötü) kahramanı: Ralph
Atarinin en popüler oyunlarından biriydi ‘Fix It Felix’. Oyunun kötü kahramanı Ralph’in görevi binaları yıkmaktı; iyi yürekli tamirci Felix ise sihirli çekiciyle Ralph’in yıktıklarını tamir ederdi. Ne de olsa Felix yardımseverdi, mükemmeldi. Ralph ise, sadece Ralph’ti. Sevilmeyen ve istenmeyen Ralph; özetle oyunun kötü kahramanı.
‘Ben artık kötü adam olmak istemiyorum’
Oyunun 30. yıl dönümü kutlamasına çağrılmayan Ralph için, yalnız ve sıkıcı hayatına dur demenin zamanı gelmişti. Yıllardır hep kötüyü oynamaktan sıkılmıştı, dahası o da Felix gibi her şeyin en iyisini hak ediyordu. Evet oyunun kötü kahramanıydı; fakat gerçek hayatta kötü biri değildi. İnsanlar bunu neden anlamıyorlardı ki?
Kaderle randevu!
Oyundaki diğer herkes Ralph’in kötü biri olarak kalması gerektiğine inanıyordu. Ralph ise iyi biri olduğunu kanıtlamak için her şeyi göze almıştı. Kaderle bir randevusu vardı ve bir hayli geç kalmıştı. Kimselere görünmeden bir gün oyununu terk etti ve kendini retro oyunların dünyasında buluverdi.
Pastalar ve havai fişekler ve…
Ralph’in amacı altın madalyayı kazanmaktı. Böylelikle herkes onun mücadelesine ve başarısına ortak olacaktı. Bugüne kadar kötü biriydi ve çöplükte yaşıyordu. Ama o madalya her şeyi değiştirecekti. Yalnız ve sıkıcı yaşamı; pastalar ve havai fişekler ile renklenecekti. Tıpkı Felix’in rüya yaşamı gibi…
Sevimli(!) Vanelloppe.
Ralph’in ‘iyi adam olma’ macerası, onu bir oyundan başka bir oyuna sürükledi. Sugar Rush oyununu birbirine katan Ralph’in yolu, yarışçı olma hayali kuran Vanelloppe ile kesişti. Başta bu küçük kızı bir hayli sinir bozucu bulsa da, Vanelloppe’nin tatlı kalbi, Ralph’in uzun yıllardır gülmeyen yüzünü güldürdü.
Bazı karakterler neden hiç sevilmez ki?
Hayattaki amacı bir madalya kazanmak olan Ralph’in planları, Vanelloppe’yi tanımasıyla sekteye uğramıştı. Başta bu duruma bozulsa da Vanelloppe’yi sevdikçe kendi isteklerinin önemsiz kaldığını fark etmişti. İkisi de kendi oyunlarında sevilmeyen karakterlerdi. Ralph buna katlanabilirdi; ama Vanelloppe küçük bir kızdı. Mutlu olmayı ve sevilmeyi hak eden küçük bir kız…
Kahramanlar bazen zor seçimler yapmalıdır.
Ralph’in oyunlar arasında çıktığı ufak gezintinin pek çok sonucu olmuştu. Kendi oyunu kapatılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı, dahası Sugar Rush oyunu büyük bir yaratık saldırısına maruz kalmıştı. Vanelloppe’nin ise hayatı tehlike altındaydı. Bir kahramana ihtiyaç vardı. Ve o kişi Ralph idi. Zor ama doğru bir seçim yaptı. Kendi hayatını tehlikeye atarak, aslında olmak istediği kişi değil, gerçekte kim olduğunu kanıtladı.
“Ben kötü bir adamım ve bu iyi bir şey.
Asla iyi adam olmayacağım ve bu kötü bir şey değil. Yerinde olmak istediğim başka biri yok.”
Kendiniz olun.
İyi birisi olduğunuzu görmek için madalyaya ihtiyacınız yok. Kendiniz olun yeter. Başkalarının sizin kötü biri olduğunuzu düşünmesi, sizi kötü biri yapmaz. Önce kendinize, önce kalbinize bakmalısınız. Eğer kendinizi başkalarının düşüncelerine göre yargılarsanız, büyük bir hata yapmış olursunuz.
Serinletici Sinema Kulübü puanı:
Benim gibi bir animasyon freak’in kaçırmadığı nadide bir eser 😀
Gel gelelim animasyon seven biri olun olmayın bu filmi kaçırırsanız gerçek freak siz olursunuz!!!
Wreck-it Neval hiper seçim 😀
İki uçta duran Ralph ile Felix… Biri iyiken diğerinin “kötü” olarak lanse edilmesi retro bir oyun için kaçınılmaz olabilir. Ama oyun bitip iş yaşama geldiğinde, iki ucun da birbiri için ne kadar eşit olduğunu unutmanın ne demek olduğunu tadıyorsunuz adeta. Kötü yokken iyi derseniz; neye göre? Veya tam tersi…
Aynı şekilde bir de Vanelloppe var. “Hatalarıyla” bile muhteşem olduğunu o kadar iyi gösteriyor ki, gerçek belli olduğunda üzerinden sıyırıp attığı o spoiler vermek istemediğimiz giysilere hiç ama hiç ihtiyacı yok.
Hayatınsa Vanelloppe ve Ralph gibilere ihtiyacı var. Kendi olan ve iyi aile kötü ayrımına henüz maruz kalmadan da muhteşem olan.
Yine harika bir yazı eşliğinde harika bir film ziyafeti. Pazartesiler Neval’den sorulur!
izlediğim en güzel animasyon. özellikle yarışçı kız ile ralph’ın diyalogları çok iyi olmuş.
harikaaaaaaaaa!
“o kız beni sevdiyse nasıl kötü biri olabilirim ki?”
Mutluluktan ağlıyorum şu an. O kadar güzel, sevdiklerimizin kıymetini görmek için o denli hoş bir animasyon ki…. Bayıldım Nevalcim harika seçim olmuş.
30 üzeri yaşlarda olan ve bilgisayar, atari oyunlarını zamanında oynamış çoğu insana nostaljik anlar yaşatabilecek, bir zamanlar çocuk olduğumuz dönemde belki de hepimiz hayal ettiği gibi bir dünya sunan son derece eğlenceli bir film.
oreo bisküvilerinin eski mısır muhafızları gibi “o-re-o o-re-o şeklinde tutturdukları melodi ile uygun adım yürüdükleri yer müthişti.
eski retro günler….