Türkiye çocuklarını koruyamıyor mu?

Share

9 yaşındaki Mert, 4 yıl önce Kars’ta kaçırıldı. Cesedi bir gün sonra boş bir arazide bulundu. Tecavüze uğramış, boğularak öldürülmüştü. Katili ifadesinde “Nasıl yaptım bilmiyorum. Öldürdüm. Ben de askerdeyken tecavüze uğramıştım” dedi.

Yine 2014’te 6 yaşındaki Gizem, Adana’da sokağa çıktı. Oyun oynamak isterken kayboldu. Cesedi 4 gün sonra ormanlık arazide bıçaklanmış, yakılmış halde bulundu. Katili, Gizem’in ablasıyla evlenmek isteyip reddedilen akrabası çıktı.

2016 yılında ise Manisa’da kaçırılan 4 yaşındaki Irmak; cinsel istismar ve tecavüz sonrası öldürüldü. Katili, suçunu bir televizyon programında itiraf etti.

Yine aynı yıl Kocaeli’de 3 yaşındaki Arda “Merdivenden düştü” denilerek hastaneye kaldırılmış, bağırsaklarında yırtık tespit edilmesiyle cinsel istismara uğradığı ortaya çıkmıştı. Arda’yı, annesi ve nikâhsız eşi öldürmüştü.

Bu yıl da Ağrı’da 4 yaşındaki Leyla, Ankara’da da 8 yaşındaki Eylül öldürüldü.

‘Kanunların koruyamadığı çocuklar’
Çocukların katilleri, istismarcıları da çoğunlukla yakınları, tanıdıkları, ölüm sebepleri de ağırlıklı olarak istismar ve aile içi şiddet.

Kanunların yeterince koruyamadığı düşünülen hedefler oldu çocuklar.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav, “Bütün şiddet ve suç tipleri, kanunun korumayacağı düşünülen kişilere uygulanır. Bu bizim memlekette kadınlardı, ya da nefret suçlarının hedefindeki translar, azınlıklar. Şimdi de çocuklar böyle bir evrede” diyerek, çocukların devlet yasaları ve yasaların uygulanması sürecinde yeterince korunamadığına dikkat çekiyor.

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan hak savunucuları ve hukukçular çocuk cinayetleri ve çocuğa şiddet vakalarının durdurulabilmesi için gerekli görülen hak temelli, bütüncül çocuk politikalarının eksik olduğu görüşünde.

Türkiye’de çocuk istismarı, çocukların hak ihlali, şiddet ve kasten ölümlere ilişkin sağlıklı istatistik ve verilere de ulaşmak zor.

Zira derneklerin, bakanlıkların ve sivil toplum kuruluşlarının verileri ancak adli makamlara ve basına yansıyan vakalarla değerlendirilebiliyor. Birçok istismar ve şiddet olayı örtülü kalıyor.

2016’da KHK ile kapatılan Gündem Çocuk Derneği Kurucu üyesi ve sosyal hizmetler uzmanı Emrah Kırımsoy, “Çocuklarla ilgili düzenli bilgi tutamıyoruz, verilerimiz yeterli değil” diyor ve ortaya çıkabilecek verilerin çözülmesi gereken büyük bir soruna işaret edeceğini söylüyor.

Kadın ve çocuk hakları konusunda araştırma yapan sivil toplum kuruluşlarının birçoğunun, istismar ve şiddet olaylarında ana kaynağı basına yansıyan haberler.

Bu haberlerin toplumda yarattığı infiale karşılık yetkililerden de idam ve hadım gibi ağırlaştırılmış ceza önerileri geliyor.

çoçuk istismarı ile ilgili görsel sonucu

Çözüm ağırlaştırılmış cezalar mı?
Hukukçular ve hak savunucuları ise çözümün ağırlaştırılmış cezalar değil, uzun vadeli korumacı ve önleyici önlemler olduğu görüşünde.

Ağrı’da Leyla, Ankara’da Eylül’ün ölüm haberinden sonra idam ve hadım cezalarının getirilmesi yönündeki çağrılar yinelendi.

2014’teki çocuk cinayetlerinden sonra o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan idam tartışmasını gündeme getirmişti. Erdoğan, “Bu işin hakkı idam. İdam gelmese bile çok çok ağırlaştırılması noktasında talimatım var. Ağırlaştırılmış müebbete kadar düşünülebilir” dedi.

Son yıllardaki davalara bakıldığında, çocuk cinayetlerinde zanlının suçlu bulunması halinde çoğunlukla ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldığı görülüyor. Çocuk istismarı ve çocuğa şiddet suçlarında ise en ağır ceza 20 yıl hapis.

ÇaÇAv (Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı) üyesi Avukat Gazal Bayram Koluma, cezaların ağırlaştırılmasından çok çocukların istismar ve şiddetten korunmasına ihtiyaç olduğunu, bu işi üstlenen kurumların ise görevlerini yerine getirmesinde sıkıntılar yaşandığını söylüyor:

“Yasal mevzuatımıza baktığımızda birçok açıdan, birçok ülkeye göre daha ciddi ceza oranlarının yer aldığını görüyoruz. Asıl önemli olan mevcut yasaların işlerliğini sağlamak.”

BBC Türkçe

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...