Türkiye’de Seçimlerin Ardından Çizilen Gelecek Profili

Share

Nihayet Türkiye seçimleri atlattı…

Türkiyede-Seçimlerin-Ardından-Çizilen-Gelecek-Pofili

Türkiye 2014’te yerel seçimlerle başlayan, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle devam eden ve 2015’teki milletvekili seçimleriyle noktalanan seçim maratonunu geride bıraktı. 2019’a kadar seçimden söz edeni “Hay bin kokmuş seçim!” deyip pataklamak isterdik ama maalesef durumlar karışık… İşin maalesef olan kısmı çift yönlü. Şimdi madalyonun görünen yüzüne, yani “Maalesef”in ilk kısmına bakalım…

Bildiğiniz gibi bu seçimlerde meclise 4 parti girdi. Mevcut iktidar ve seçimlerin de birincisi olan AK Parti mecliste 276 sandalyeye sahip olamadığı için tek başına hükumet kuramıyor. AK Parti haricinde herhangi iki partinin koalisyonu da yine meclisteki çoğunluğu elde edemediği için hükumet oluşturmuyor. Yani bu durumda ikinci bir seçime gidilmeden hükumet kurulması için iki seçeneğimiz var. Birincisi AK Parti azınlık hükumeti kuracak, ikincisi AK Parti haricindeki üç parti birleşip mevcut hükumetten bağımsız bir koalisyon hükumeti kuracak. Uzun yıllar AK Parti’den “Mevcut hükumet” diye söz ettiğimiz için yeni sisteme ayak uydurmak biraz zaman alacak.

Durum bu şekilde olunca koalisyondan başka bir yolun olmadığı görülüyor. Ama ikinci bir ihtimal var. AK Parti herhangi bir partiyle koalisyona yanaşmadığı zaman durum meclise giren diğer partilerin koalisyon oluşturmasını mecbur kılıyor. İşte ipler burada kopuyor. CHP – MHP ve HDP koalisyonu kurulamadığı zaman cumhurbaşkanı Türkiye’yi erken seçime götürecek. Koalisyon kurulamaması aşamasına kadar olan süreci “hükumet bunalımı” olarak adlandırıyoruz. Hükumet bunalımı da geçmişte örneklerine rastlandığı gibi ülke içi krize dönüşecektir. Bu krizin piyasalara yansıması (yani vatandaşın cebini yakması) pek uzun sürmez. İkinci seçime gidilene kadar yaşanacak krizin seçmenin fikrine nasıl yansıyacağını şöyle bir kenara bırakalım ve isterseniz ikinci seçimsiz, hükumet bunalımsız, tertemiz olan en son yolun ne olduğuna bakalım.

Seçimden önce muhalefet partilerinin öngörebildiği bir manzara içindeyiz aslında. Yani CHP – MHP ve HDP’nin koalisyona gitmesi durumu… Önümüzdeki en uğraşsız yol bu olacaktır (AK Parti’nin koalisyona yanaşmaması durumunda tabi ki). Peki bu üçlü koalisyon Türkiye’yi nereye götürecek? Seçimden sonra Twitter’da Polyanna’cılık oynayan çok insana rastladım. Ama ben bu çoğunluğun aksine, önümüzde ışık dolu bir geleceğin olduğunu zannetmiyorum. Bu üç partinin seçim öncesi beyanları her ne kadar çiçek-böcek kokan şeyler olsa da üçlü koalisyon emekliye 2 maaş ikramiye vermemeyi, asgari ücreti net 1500 liraya çıkarmamayı ve yaşanacak bir Türkiye’nin gelmemesini de alternatif olarak önümüze koyuyor. Herhangi iki partinin koalisyonuyla oluşturulabilecek bir hükumetin yapabilecekleriyle birbirine taban tabana zıt olan iki partiye (Bkz: MHP – HDP) mecburen üçüncü bir partinin eklenmesiyle oluşacak koalisyonun yapabilecekleri arasında çok fark var. Öncelikle, hiçbir partinin vaatlerini yerine getirmemesi durumunda millet sofrasında “Tek başımıza iktidar değiliz” gibi bir bahane bulmuş olacak. Kaldı ki ben böyle bir şeyin bahane edilmeye bile fırsat bulunamayacağını düşünüyorum.

Yani şimdi önümüzde iki gelecek tipi var. Bu gelecek tercihi bizim elimizde değil. Aslında biraz şans meselesi. Ya bizi barış, özgürlük ve demokrasi içinde yaşayacağımız bir Türkiye bekliyor, yada trafolarının tamamı kedi yuvasına dönmüş kapkara bir ülke…

Mehmet Kılıç

İnternet kültüründen nasibini almış biri; Kılıç 2009'da başladığı Sword Scene'den bugüne Kılıç Marka'da çekirdek ekibiyle sosyal medya tabanlı kolektif projeler geliştiriyor. Yürütücüsü olduğu kendi projelerinin yanısıra çeşitli internet sitelerinde, bloglarda ve Twitter gibi ortamlarda içerik üretiyor.

You may also like...