Fallout dizi tüm bölüm özetleri: Bölüm 1×02 – The Target

Share

Başlangıcı Enclave ortamıyla yapıyorum. Dogmeat, her zaman benim gibi Fallout tutkunları için en değerli yol arkadaşı olmuştur. Onu görmek mutlu etti. Her Fallout oyununda farklı bir Dogmeat olmasına rağmen, isimleri her zaman aynı kalır. Sedye üzerindeki el, genellikle Fallout serilerinde görülen uzaylılarla (genellikle gökten düşen uzay gemileri) veya mutantlarla (normalde daha büyük olması gereken bir sedye) ilgili bir gönderme gibi görünüyor. Laboratuvar ortamında görülen beyin, oyunlardaki RoboDog (siber köpek) için olduğunu düşündüğümüz bir referans olabilir. Güvenliklerde gördüğümüz lazer tüfeği ve kaçış sırasında ateş eden otomatik taret, orijinal oyunlara sadık kalarak başarılı bir şekilde tasarlanmış.

Lucy Wasteland’de dolaşırken, kumlar arasında gördüğümüz robotu Assaulttron modeline benzemeye çalışmışlar gibi görünüyor. Daha sonra Lucy, intihar eden bir aileyle karşılaşarak Wasteland’in acı gerçeğiyle yüzleşmeye başlıyor. Oyunda, Wasteland’deki evleri ziyaret ederseniz, zaten intihar veya toplu intihar vakalarıyla karşılaşırsınız. Bu şekilde gösterilmesi başarılı. Su filtresini tamir etmeye çalışan adamın evi, etrafındaki arabalar, su filtresi ve domates tarlaları, oyundan doğru bir şekilde alınmış detaylardır.

Maximus’a dönecek olursak, Steel Kardeşliği zamanla bozulmaya başlayan bir örgüt gibi görünüyor. Başlangıçtaki halinden çok farklı bir noktaya geldiler. Ancak Knight Titus gibi bir karakteri beklemiyordum. Maximus’un bir Squire’ı olması ve onu öne çıkarması biraz abartılı geldi. Karşılarına Yao Guai gibi bir yaratık çıkarmaları güzel bir dokunuştu ancak sahnenin geneli (kaçış da dahil olmak üzere) ve sonrasında Maximus’un Stimpak vermemesi gibi durumlar ve diyaloglar pek mantıklı gelmedi. sanki Maximus’a nasıl hemen zırh verebiliriz diye düşünülmüş gibi geldi. Devamında kavga eden adamları ayırması, kötü olduğunu düşündüğü kişinin aslında haklı çıkması ve kavganın nedeninin saçma bir cinsel olay olması, tam anlamıyla Fallout evreninde olabilecek kara mizah örnekleriydi.

Filly kasabasına geldiğimizde, Diamond City (Fallout 4) ve Megaton (Fallout 3) esintileriyle dolu olduğunu fark ettim, bu da hoşuma gitti. Kasaba içinde Brahmin (Fallout’taki çift başlı inekler), dükkanda Bobbleheads, Junk Jet ve Mini Nuke görmek güzel ayrıntılardı. Para birimi olarak kullanılan şişe kapakları da oyunlarla uyumlu.

Dükkanın önünde Wilzig ile Lucy arasındaki diyalogu (Wilzig’in Vault hakkında tüm bilgilere sahip olması) Enclave’de çalışmış olmasına ve genel olarak tüm testleri bilmelerine bağladım. Umarım bu kısım diğer bölümlerde tutarlı bir şekilde işlenir.

Savaş sahneleri oldukça etkileyiciydi ancak zırhın bir bıçak darbesiyle bozulması ve sonrasında uçma sahnesinde abartılı olduğunu düşündüm. Bu, Power Armor’ın zamanında Çin ile olan savaşın seyrini değiştirdiği ve T-60’ların arkasına genellikle büyük jetpack’ler yerleştirildiği gerçeğiyle çelişiyor.

Kaçış kısmında, Pip-Boy üzerinden haritayı açarken duyduğumuz ses doğrudan oyunla aynıydı. Köpeğin ölmek üzere olduğu sırada Ghoul’un onu Stimpak ile canlandırması, Stimpak’ın gücünü göstermek için güzel bir ayrıntıydı. İlerleyen süreçte Wilzig’in kafasını kesmek için kullandığı alet de oyunda bulunan bir Ripper’dı.

Kapanışta, “I Don’t Want to Set the World on Fire” adlı şarkının Fallout 3 giriş müziği olarak çalması hoş bir detaydı.

Genel olarak, ilk iki bölüm olumlu bir izlenim bıraktı. Oyunun evrenine sadık kalmaya çalışmalarını takdir ediyorum. Bozmadan devam etmelerini dilerim. Diğer bölümlerde görüşmek üzere!

Ekşi Sözlük, take me under'ın izni ile yayınlanmıştır. - https://eksisozluk.com/entry/163496743

You may also like...