İzlemeniz gereken 10 romantik komedi

Share

Romantik komedileri sevin ya da sevmeyin, aslında her zaman kötü olan modumuzu yükseltmek ve bir iki hayat dersi vermek konusunda harika iş çıkarıyorlar.

Ama bazıları özellikle hayatınızın belli bir döneminden önce izlediğinizde daha önemli anlamlar çıkabileceğiniz filmler…

İşte 30 yaşından önce izlemeniz gereken 10 romantik komedi:

1- My Best Friend’s Wedding
“En iyi Arkadaşım Evleniyor” filminin ana mottosu, dillendirdiği başlıca tema, hala günümüz gençliğinin diline pelesenk olmuş bir geyiğin de miladı sayılabilecek bir espridir: Karşı cinsteki iki yakın arkadaş birbirine şu şekilde söz verir, tıpkı Michael ve Julianne’nin yaptığı gibi: Eğer 28’lerinde hala kimse ile evlenmemişlerse, birbirleriyle evleneceklerine söz verirler!

Julianne 28’ine yaklaşmaya başlayınca, şimdi Chicago’da spor yazarı olan Michael’i araması gerektiğini ve anlaşmalarının sona erdiğini söylemesi gerektiğini düşünürken, Michael Julianne’ı arayarak dört gün sonra evleneceğini haber verir. Bunun üzerine Julianne arkadaşına düğün hazırlıklarında yardım etmek için hemen Chicago’ya gelir. Gelişinin asıl nedeni ise bu evliliği önlemektir.

Julianne’ın önünde sadece üç gün kalmıştır. Bu süre içinde Michael ve Kimberly’nin aralarını bozmak için her yola başvurur. Sonunda düğün günü Michael’a onu sevdiğini söyler ve onu öper ancak Kimberly onları izlemektedir. Şimdi Michael’ı çok zor bir karar beklemektedir.

2- Sixteen Candles
Samantha’nın hayatı hızla inişe geçmiş bir haldedir. On beş yaşındaki bu genç kız okulda bir çocuğa aşık olur. Okulun en sevimsiz tipi de ona aşıktır. Samantha’nın ablası evlenmek üzeredir ve bu olayın telaşı içerisindeki ailenin tüm diğer fertleri, kendisinin yaş gününü unuturlar.

Bütün bunlara ek olarak da dehşet utanç verici bir büyük anne ve büyük baba, yabancı bir dönüşüm öğrencisi olan Long Duc Dong’un varlığı ile genç bir kızın dünyasına eğlenceli bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Keyifli dakikalar vaat ediyor.

3- Lars and the Real Girl
Abisi Gus ve karısı Karin’in evlerinin garajında yaşayan Lars, babası öldükten sonra içine kapanmış, insanlarla iletişim kurmaktan ve yakınlaşmaktan çekinen bir gençtir.

Lars’ın durumu için endişelenen ve onu ailenin bir parçası yapabilmek için çabalayan Karin ve Gus, Lars’ın bir kız arkadaşı olduğunu öğrenince sevinseler de, gelin adayının internetten sipariş üzerine gelmiş plastik bir kadın olduğunu görünce sevinçleri pek uzun sürmez. İşin zor kısmı ise Lars etkilenmesin diye yeni kız arkadaşı Bianca’ya gerçek muamelesi yapmak zorunda kalacak olmalarıdır.

4- Ruby Sparks
Calvin genç yaşında büyük başarı elde etmiş ama hızlı yükselen kariyerinde şimdi duraklama evresine giren bir yazardır; sanki ilhamı tutulmuştur. Bu durumla başa çıkmak içinse ilginç bir yol dener.

Kendini yeni bir romansın içine sokmaya karar verir ve kendisini seveceğini düşündüğü bir dişi karakter yaratır, ve adını Ruby koyar. Fakat bir hafta sonra Ruby kanlı canlı salondaki kanepede oturuyordur! Calvin kelimelerinin nefes alan bir canlıya dönüştüğünü görünce ne yapacağını şaşırır…

5- 13 Going on 30
Gönülden isteyerek tutulan dileklere dikkat! Umulmadık bir anda gerçek olabileceğini anlatan keyifli bir film. Jenna’nın, on üçüncü doğum günü partisinde, en yakın arkadaşı Lucy’nin muzip bir oyunu ile her şey alt üst olur. Hoşlandığı erkek Matt ile ilgili alay konusu olup da fazlasıyla incinen Jenna, otuz yaşına gelene dek saklanmaktan başka bir şey istemez.

Ve elindeki dilek tozu sayesinde umulmadık bir biçimde isteği gerçek olur. Fıstık gibi bir vücut, rüya gibi bir daire, muhteşem bir gardrop ve atlet bir erkek arkadaş, muhteşem bir iş, yıldız arkadaşlar. Bundan daha iyi bir hayat olabilir mi? Ne yazık ki Jenna, istediğinin bu olmadığını fark eder. Tek ihtiyacı olan bir zamanlar partisini mahveden, çocukluk arkadaşı Matt’dir. Onun yetişkin hali ile karşılaştığında ise tanıdığı eski Matt olmadığını fark eder.

6- Bridget Jones’s Diary
Artık otuz iki yaşına gelmiş olan Bridget, halen hayatını rayına oturtamamış; aradığı kişiyi bulamamıştır. Bir şekilde kim olduğunu kendine hatırlatması ve tüm hareketlerini kontrolü altına alabilmesi için bir günlük yazmaya başlar.

O noktadan itibaren kendisini aşık olduğu iki erkeğin arasında kararsız bir vaziyette bulur. Bunlardan birisi dürüstlüğüyle ve doğru seçimleriyle göz kamaştıran bir erkektir. Diğeri ise, güvenilmez ancak bu nedenle çekici olan bir adamdır. Bridget Jones, ne yapacağını şaşırmıştır.

7- Silver Linings Playbook
Eski bir tarih öğretmeni olan Pat Salitano (Bradley Cooper), yaşamında değer verdiği her şeyi bir günde yitirmiş bir adamdır. yaşadığı ciddi bir travma sonrası patlar ve ardından mahkeme kararı ile 8 ay rehabilitasyon merkezinde tedavi görür. Çıktıktan sonra hayatını düzene koymak şartıyla ailesinin evine geri yerleşen Pat’in yegane amacı düzgün bir adam olup, işini geri almak ve karısı Vicky’yi bu sayede geri kazanmaktır.

Fakat durum Pat için sandığından daha zor olacaktır. Bir yemekte, aile dostu Tiffany ile karşılaşan Pat, genç kadınla eski eşine ulaşmak amacıyla yakınlaşır. Bir ‘iyilik’ karşılığı Pat’e yardım teklif eden Tiffany, her ikisi içinde umut ışığı olacak yeni bir kapı açacaktır…

Uyarlama senaryosunu ve yönetmenliğini David O. Russell’ın üstlendiği film dram ve komedinin iç içe geçtiği bir film. Dünya prömiyerini 2012 Toronto Film Festivali’nde yapan film, gösterildiği her festivalde seyirci ve eleştirmenlerden yüksek not alan favori bir yapım.

8- Love Actually
Bundan daha romantik ve aşk dolu bir film düşünemiyoruz!

9- Say Anything
Lloyd Dobler, hobi olarak kick boks yapan, ortalama notlarla okulu bitirmiş bir öğrencidir. Çıkma teklif ettiği Diane Court ise aynı okulun birincisidir. Diane İngiltere’deki bir üniversiteden burs kazanmıştır ve yaz bitince oraya gitmenin planlarını yapmaktadır.

Derslerindeki başarısını o güne kadar sosyal hayatına yansıtamamış olan Diane, Lloyd’un çıkma teklifi karşısında heyecanlanır ve onunla görüşmeyi kabul eder. Bunun ardından genç ikili, birbirlerini sıklıkla görmeye başlayacaklardır.

10- Clueless
Jane Austen’in 1815 tarihli romanı Emma’dan esinlenilerek beyazperdeye aktarılan film, Beverly Hills’de yaşayan bir grup gencin dünyasını izleyiciyle buluşturuyor. Cher Horowitz okuduğu lisenin en popüler kızıdır ve çevresindeki hemen herkes ona hayranlık duymakta ve giyim stilini anbean takip etmektedir.

Cher’in en büyük zevki çekingen ve içine kapanık görünen öğrencileri tespit edip onların görünümünü değiştirmektir. Böylece yardım ettiği herkes bambaşka birine dönüşür ve hayatı tamamen değişir. Cher’in son ‘projesi’ Tai isimli asosyal sınıf arkadaşıdır. Ne var ki bu süreç hepsinin hayatlarında yeni bir sayfa açacaktır…

Marie Claire

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...