İz Bırakan Bir Kitap: Gidecek Var

Share

Sıradan başlayan bir hikaye, acaba ne kadar karmaşık hale gelebilir? Peki içinde yaşadığımız dünya bu kadar karmaşıklığı kaldırabilir mi? Gidecek Var ile bu sorunun yanıtlarını bulmak üzere heyecanlı bir yolculuğa çıkıyoruz.

Gidecek Var’ın hikayesini bir de benden dinleyin… Esaslı bir hikaye anlatılıyor kitapta. Kahramanların ortak noktası, ana kahramanımız Rico. Sanki hayatın merkezi Rico ve etrafındaki herkes de onun yörüngesiymiş gibi. Rico, kitapta bir anahtar görevi görüyor sanki. Görevini tamamlayınca da hikayenin kapısını kilitleyip uzun bir yolculuğa çıkıyor. Kitabın adının bu gidişle bağlantılı olabileceği aklına geliyor insanın.

Kahramanların hayatından kesitler sunan yazarımız, kapıları açık bırakıyor ki istediğimiz zaman kahramanların dünyalarına konuk olabilelim; olaylara onların gözünden bakabilelim… Üçüncü bir kişinin ağzından anlatılan kitaplar yerine, kendileri hakkında bir iki çift laf eden kahramanlar her zaman için daha çekici gelmiştir. Gidecek Var’da da yazar değil, kahramanlar konuşuyor.

Ana kahramanımız Rico, kitapta olduğu gibi bizim de hayatımızın merkezine konuk oluyor bir süreliğine. Karşımızda fazlasıyla ‘rahat’ biri var. Her konuda kafasına nasıl eserse öyle davranıyor. Hatta bir ana kahraman olmak için doğru kişi olmadığına dair birkaç düşünce bile geçiyor aklınızdan. Tabii olaylar geliştikçe aslında doğru kişi olmasından ziyade, doğrularıyla ve yanlışlarıyla sağlam biri olduğunu görüyoruz Rico’nun. Hiç kimsenin düşüncesini önemsemeden, bir umursamazlık maskesi altında sadece kendi doğrularıyla yaşayan bir adam Rico.

Belli etmese de gizli bir kahraman aslında. Kitabın başında yardımcı erkek oyuncu rolünde olduğuna dair bir izlenim bırakıyor. Ama kitabın sonlarına yaklaştığınızda Rico’nun bir baş rol oyuncusu olduğunu iyiden iyiye anlıyorsunuz.
Rico ne yazık ki talihsiz bir aşkın içine düşmüş. Tam da istediği ‘aşk’a kavuşmasına ramak kalmışken olaylar hiç de tahmin edilemeyen bir hal alıyor. Hayattaki her şeyin bir nedeni var derler, sanırım Gidecek Var bunu biz sıradan ölümlülere bir kez daha hatırlatmak için yazılmış bir kitap. Hayat olmadık zamanlarda olmadık olaylarla sizi öyle bir sınavdan geçiriyor ki, bu sınavdan ya en iyi notu alacaksınız ya da sınıfta kalacaksınız. Ya siyah ya beyaz. Bir orta yol yok ne yazık ki.

Tekdüze başlayan hikaye zaman geçtikçe sürükleyici bir maceraya dönüşüyor. Silahlar ve kurşunlar ortalığa saçılıyor, yerler kan izi oluyor ve kalp ritminiz fazlasıyla hızlı atmaya başlıyor. İpek böceğinin narin bir şekilde ördüğü koza darmadağın oluveriyor. Bazen her şeyin darmadağın olmasını bekleriz ya düzeltmek için… Yazarımız da bir köşeye geçmiş ve kahramanlar kendi seçtikleri hayatları yaşamışlar. Tabii sonra dağınıklığı toplama görevi yine yazara düşmüş.

Zaman zaman kitabın tekdüzeliğini özlediğiniz anlar olmuyor değil. Ama okuyup neler olacağını görme hissi daha ağır basıyor. Fazla tesadüf olması ara sıra zihninizi yorabiliyor. Ama bir yandan da yazarın kurgu tekniğindeki ustalığını takdir ediyorsunuz. Okuyucuyu şaşırtmayı başaran bir üslupla ‘bekleyin daha neler olacak’ diyen oyuncu bir yazar var karşımızda.

Karakterlerin yaşadığı her şey öylesine birbirine bağlı ki kitabın sonlarına doğru bir bilmecenin parçası oluveriyorsunuz siz de. Sayfaları birbiri ardına çevirirken bir ‘son’a doğru yaklaştığınızı hissediyorsunuz. Akıllara zarar bir felaketler zinciri yaşanıyor. Böylesine güçlü bir fırtına arkasında derin izler bırakıyor haliyle. Bir iki damla gözyaşı düşüveriyor kitap sayfalarının arasına. Kalbiniz ağrıyor. Yazara kızdığınız anlar bile oluyor hatta. Gidecek Var, hayatınızda iz bırakıyor. Bir yandan da okuyucunun aklına ‘çok geç olmadan’ temasını serpiştiriyor.

Böyle bir olay örgüsü içinden sağ çıkmayı başarabilen yazar, övgüyü hak ediyor demektir. Tabii hikayesi de…

Ve nefes alan kahramanları da…

Not: Gidecek Var’ı elinize aldığınızda, işte böyle bir etki yaratıyor üstünüzde. ‘Ah biraz daha çok okuyabilsem kaç kere bitirmiştim seni’ düşüncesi aklınıza yerleşiveriyor. Kitabı okuyup bitirmeden rahat uyku yok, bilmiş olun.

Neval Erbak

Kocaeli Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema bölümü mezunu olan Neval, İletişim Fakültesi radyosunda yayınlanan ‘Dört Köşe’ adlı programıyla, Aydın Doğan Vakfı 23. Genç İletişimciler Yarışması İşitsel Dal/Müzik Programı kategorisinde 1.'lik ödülü kazandı. Neval, Serinletici'de kültür-sanat, yaşam-eğlence üzerine yazılar yazıyor.

You may also like...