İyiler Kaybetmez Kaybedilir – Seda Eroğlu

Share

Sizi trenle bir yolcuğa çıkarmak istiyorum. Bu yolculukta trendeki dağ veya ağaç manzaralarından ziyade sizi iç dünyanızın yani duygularınızın manzarasına götüreceğim. Bu manzara ile kendinizi anlamanızı ve en önemlisi kendinizi affetmenizi istiyorum. Bu sayede hayatınızdaki ışığı ve mutluluğu yakalayacaksınız.

“Bu yolculukta kendi hikayeni bulacaksın. Çünkü biz hep benzer durumları yaşarken bunun sadece bizim başımıza gelen bir felaket hali olduğunu sanırız. Büyük yanılgı! Oysa çoğumuzun hikayesi de, acıları da birbirine benzer. O yüzden bu kitapta kendini bulacaksın.
Hatırlayacaksın, belki tekrar acı çekeceksin, ama sonunda güçleneceksin. Kırgınlıklarından, kızgınlıklarından, yaralarından daha güçlü bir sen yaratacaksın. Belki de onlarla yaşamaya alışacaksın.”

Seda Eroğlu, hayatımızda ne yaşarsak yaşayalım umudumuzu ve kalabalığın içindeki yalnızlığımızı kaybetmemizi dile getiriyor. Çünkü ne zaman kendi sesimizi kısarsak duygularımızı ve yaşadıklarımızı da silmiş oluyoruz.

“Derinlere inebilmek için yalnızlığın gerekliliğini keşfettiğimden beri daha farklı bakıyorum her şeye. Kalabalığın uğultusunda duyamadığım sesleri duyuyor, daha önce hiç dikkat etmediğim ufak detaylara kafa yoruyorum. Daha çok düşündüğüm, daha çok yazdığım ve daha çok anladığım kesin. Çünkü yaşam, üzerinde düşünmeden anlaşılabilecek kadar basit değil. Bunun için biraz içe dönmek, içinden yükselen sesleri dinlemek gerekli…” 

Kimsenin hayatı dört dörtlük değil. Birçok şey yaşanıyor. Önemli olan bu yaşananlardan kendimize pay çıkarıp geleceğimizi şekillendirmek. Ancak geleceğimizi şekillendirirken bugünü kaçırmadan doya doya isteyerek ve en önemlisi kendimizi severek yaşamak.

Seda Eroğlu’nun dili sizi koltuğunuzdan kaldırıp bir şeyler yapmanız gerektiğine inandıracak şekilde içten. Kalemini kendi hislerini hissederek akıtmış mürekkebi. Bu mürekkebin içinde kendi yaraları ve umutları da var. O umutlarını, mutluluğunu ve ayakta nasıl durduğunu haykırmak istemiş. Bana göre bu tarz kitaplar sindirilerek duyguları hissederek okunması gerekir. Ancak o zaman o duyguları kendi içinizde hissedersiniz.

“Ömür, uçsuz bucaksız ovada uzayıp giden günün, yarınına koşması gibi kovalıyor takvimleri. Fazla zamanımız yok.”

“Çünkü unuttuklarım, hatırlanacak güzel şeyler için bir adımdı.”


“Hayat bazen hayatınızın orta yerine bir bomba atar, sonra kaçıp saklanırdı. o bombayla baş başa kalırdınız. O an yapacağınız hamle ya sizi kurtarırdı ya da öldürürdü. Bu tamamen bundan sonra atacağınız adımla ilgiliydi.”


“Çünkü bugün ayaklarım yere sağlam basıyorsa o düşmelerin acısına alıştığım içindi.

Yarın sen de en haşin rüzgara karşı sarsılmadan dimdik durmak istiyorsan aldığın yaraların acısını unutma.
Bir daha düşeceğini bildiğin yerlerde takılma.
Çok sev, ama insanın her zaman değişebileceğini göz ardı etme.
Herkesten her şeyi bekle.
Olmaz deme, olur.
Gitmez deme, gider.
İhtimal bırak, sonra hayal kırıklığına uğrama.
Ve ölüm denen gerçeği yadsıma.
Geldik, geçtik, gidiyoruz.
Bir gün hepimizin yaşayacağı bu gerçeği hatırla.
Yanındakini bugün sev, söyleyeceğini bugün söyle, bugün sarıl.
Hayat kısa, unutma.
Hepimiz bir masaldan ibaretiz, bir gün elbet biteceğiz.”

Fulden Ufacık

İstanbul Üniversitesi’nde işletme eğitimi gören Fulden, okuduğu kitaplar ile kitap sevgisi aşılamayı amaçlıyor. Onun istediği hayatınızdaki dertlerden beş dakika bile olsa uzaklaşıp başka dünyalara yelken açmanızı sağlamak.

You may also like...