Her şiir kitabı beni farklı dünyalara götürür. Sizde de şiir kitaplarının ya da şiirlerin böyle bir etkisi oluyor mu?
Gelelim bu güzel kitaba. Kadir Aydemir bu kitapta ayrılıktan sonra unutulamayan sevgiliye seslenir. Seslenirken eski günlerin özlemi ve sevgiliye olan aşk; denizlere, ağaçlara, dökülen yapraklara haykırarak dile gelmesini bekler.
Şiirler anlaşılır gibi gözükse de bir çok imge barındırıyor. Örnek vermem gerekirse “Ayrılık Galası” şiiri verilebilir.
“Ayrılık Galası
içimde ölü bir şey var” dedi kadın.
“Yürütemedik biz.”
Deniz kenarında bekledi
Gemiler bekledi
Halatları koparan uyku
Yırtık bayraklar ve sevgilinin yüzü
Çıkıp gelen şiir
-Kalbi kanatan zakkum.
sararken tatlı yapraklar
yıllarca bekledim
Aramızda kıyı
kaybolana dek
suya değiyordu kırlangıç kanatları
binlerce şey biriktiren kalbim
yosun, kılıçbalığı, sünger
karnında patlayan mavi gök
ve senin elmas ayakların
aklımdan hiç çıkmayan
o elmas ayakların…
susayarak uyumayı senle
Beyaz gül kokan elini?
Ve sevişelim ağlayarak!”
Islanıyor ayakların
Uzak durmalı dalgadan
Hep daha derine
Direniyor gitmemek için
Sıkıca tutunup inandığı kıyıya
Uzakta bir fener sönüyor
Sıcacık kanı yalnızlığın.”
“Sonrasız Bir Aşka
Seni öyle seviyorum ki, dedi adam
Her an kar yağabilir
Gözlerimdeki kıyı uzak değil
Tüm yapraklar dökülse de derinine köklerimin
Uzaklaşsa her şey
Yine, içindeki yıldızı izlerim
Şiirin acı tadı, şu binalar, ölü kayıklar
ve gömleğimin altında ilerleyen kan
Boşuna kopar tatlı yapraklar.”