Mimik çizgileri mi? Dert etmeyin. Zira araştırmalar gençliği korumanın her şeyi dert etmemekle mümkün olduğunu söylüyor. Rahatlamak için gülün. Bugüne kadar öğrendiklerimizle taban tabana zıt olsa da, çok gülün, az kırışın.
Yaşlanma karşıtı cilt bakımında yeni bir döneme giriliyor. Dışarıdan gelen etkenlerle zarar gören ciltte biriken serbest radikallerden dolayı yaşlandığımız düşüncesi aşılıyor. Artık içten verilen zararlara da bakılıyor, yani organizmanın her gün kendi ürettiği yaşlanma sebeplerine.
Hücresel bazda yaşlanmayı araştıran, alanında öncü tıp merkezi NatrixLab’in verileri bunu doğruluyor. Uzmanları şu konuda görüş birliğine vardı: Zararın en büyük sorumluları, yetersiz beslenme, gıda intoleransı, aşırı alkol kullanımı, ilaçlar ve sigara. Bunlar hormon dengesini ve bağışıklık sistemini bozarak DNA’mızı etkiliyor. Cilt yorgun düşüyor ve sürekli akşamdan kalmaymış gibi görünüyor.
Yeni dönemde kozmetiklerle ilgili algılarımız da değişiyor. Ne olursa olsun genç kalmak için aşırı ilaç/ürün kullanmak ve estetik operasyonların devri geride kalıyor. Bundan sonra cildinizin geleceğine yatırım yapmanız gerekiyor. Kozmetik kraliçesi Elizabeth Arden, “Yüzünüzü geleceğe dayanıklı hale getirebilir misiniz” diye sorar. Bu soruya “evet” cevabı verebilmek için galiba biraz rahatlamamız ve kendimizi olduğumuz gibi kabul etmemiz gerekiyor.
Hedef, sağlıklı beslenmek ve stresten korunmak!
Yazar: Valerie Dayan
Kaynak: Vogue