Öykü Denemeleri: Sevgi Köyü’nün Masalsı Hikayesi

Share

Gökyüzünde beyaz bulutların arasında, huzurlu bir köy vardı. Adı, Sevgi Köyüydü. Bu masalsı köyde insanlar doğayla iç içe yaşar, birbirlerine sevgi ve saygıyla bağlıydılar. Günün birinde, köyün genç çobanı olan Ali, sürüsünü yeşil tepelerin eteklerine doğru götürdü. Sürüsünü otlatırken, ilginç bir şey keşfetti.

Kıvrıla kıvrıla akan berrak bir dere vardı. Bu dere, köy halkının bile farkında olmadığı, gizemli bir güzellikle parlıyordu. Ali’nin kalbi, doğanın sunduğu bu sırra şahit olduğu için coşkuyla dolmuştu. Kendisi gibi sıradan bir çobanın böylesine güzel bir keşfe vesile olması onu mutlu etmişti.

Bir sonraki gün, köydeki tüm arkadaşlarına, gördüğü gizemli dereyi anlatmaya karar verdi. Köy halkı, bu haberle şaşkına döndü. Hepsi de birbirlerine sevinçle bakıyorlardı. Dere, Sevgi Köyü’ne yeni bir renk katmıştı. Köylüler, doğanın verdiği armağanı kutlamak için bir şenlik düzenlemeye karar verdiler.

Şenlik günü gelip çattığında, köyün meydanı rengarenk süslemelerle doluydu. Halk, birbirine yardım ederek çadırlar kurdu, yemekler hazırladı ve müziğe başladı. Doğanın hediyesini kutlamak için neşe içinde dans ettiler. Bu, Sevgi Köyü’nün en mutlu günlerinden biriydi.

O günün akşamında, Ali, derede yalnızca otlayan sürüsünden birkaç kuzuyu getirerek dinlenmeye çekildi. Deredeki suyun sakin sesi, Ali’ye huzur verdi. İlerlemeye devam etti ve bir çimenliğe oturdu. Ay yavaşça gökyüzünde yükselirken, Ali, doğayla olan bağını daha da güçlü hissetti.

Derin düşüncelere dalarken, yanında yavaşça beliren yaşlı bir çoban göründü. Ali, yaşlı çobanın, tıpkı onun gibi dereyi keşfeden ilk kişi olduğunu öğrendi. Yaşlı çoban, Ali’ye köylerine uzun zaman önce huzur ve sevgi getiren bir efsaneyi anlattı.

Uzun yıllar önce, köyleri kavga ve çekişmelere sahne olurken, bir gün gizemli bir kadın köye gelmiş. Adı, Meltem’di. Meltem, insanlara sevgi ve hoşgörü mesajı vermiş, köydeki barışı sağlamıştı. Ancak zamanla insanlar, Meltem’in öğretilerini unutmuş, günlük telaşların içinde kaybolmuşlardı.

Ali, yaşlı çobanın anlattıklarıyla aydınlanmıştı. Meltem’in ruhu, bu dereye sinmişti ve zamanla Sevgi Köyü’ne huzur ve sevgi getiren doğal bir sembol haline gelmişti. Ali, kendi gözleriyle gördüğü bu büyülü güzellik sayesinde, insanların birbirlerine sevgiyle bağlı kalmalarının ne kadar önemli olduğunu anlamıştı.

O günden sonra, Ali ve diğer köylüler, Meltem’in öğretilerini canlı tutmak için ellerinden geleni yaptılar. Sevgi ve saygıya dayalı bir yaşam sürdürdüler. Her yıl, Meltem Şenliği adı altında derede bir kutlama düzenlemeye karar verdiler. Bu kutlamada, insanlar bir araya gelir, birbirlerine destek olur, sevgi ve hoşgörü mesajları paylaşırlardı.

Sevgi Köyü, Meltem’in mirası sayesinde zamanla daha da büyüdü ve gelişti. Ali, dere kenarındaki çimenliğe oturup etrafındaki doğal güzellikleri seyrettiğinde, içi huzurla doluyordu. Bu pastoral köyde, insanlar doğa ve birbirleriyle uyum içinde yaşıyor, sevgi dolu bir hayat sürüyorlardı.

Gürsel Başak

Gürsel Başak, video oyunları oynamayı, televizyon izlemeyi, AI eğitmeyi ve sinemaya gitmeyi seven otuzlarının ortasında bir yaşam formudur. İlham verici ve heyecanlı ama aynı zamanda çok korkak ve biraz dengesiz olabilir. Yaban arılarına alerjisi olan Gürsel biraz kilolu ama bunun dışında kendini oldukça iyi durumda tanımlayan bir şekle sahiptir. Serinletici için başta "İsim, Şehir, Hayvan" köşe yazıları ile "Gürsel'in Mutfağı" yemek tariflerini hazırlayan Gürsel, sınır tanımayan içerik üretici olarak çok da fazla konu ayrımı yapmadan yazar da yazar... Orta sınıf bir mahallede büyüyen Gürsel, annesinin gençken onu sarhoş olan babasıyla bırakarak terk etmesinin şokunu halen üstünden atamadığını, gittiği her ortamda itiraf etmekten asla çekinmez.

You may also like...