by Serinletici Sinema Kulübü’nde haftanın filmi A Walk in the Clouds, kaderinin peşinden koşanlara ve henüz kararsız olanlara, ilham kaynağı olacak!
Zaman.
Savaşı ardında bırakan bir asker, 4 yıl boyunca rüyalarında yaşattığı karısına kavuşmayı bekliyordu. Dört yıl uzun bir süreydi; fakat onlar birbirlerine aşık bir çiftti. Zaman onlara ancak güzellikler sunabilirdi. En azından Paul Sutton için durum böyleydi. Karısı Betty için ise durum biraz daha alengirliydi.
Değişim yaşamın kendisiydi.
Betty Sutton da yalnız geçen yılları süresince pek çok hayal kurmuştu. Daha çok para kazanan bir kocanın hayalini… Aşktan bahseden olmamıştı bu kavuşmada; çünkü mevzu Betty’nin sefahat içinde geçmesini umduğu gelecek günleriydi. Paul belki yıllar önce daha çok para kazanmak isteyen bir delikanlıydı; ama savaşta geçen uzun yıllar onu değiştirmişti. Yıllar ona savaş yaraları, korkunç manzaralar ve felaket dolu yaşamlar göstermişti. Yaşamın korkunçluğuyla yüzleşmiş ve sağ kalmayı başarmıştı. Bundan sonra hayatında yepyeni bir sayfaya ihtiyacı vardı.
Merhaba kahraman!
Bu yeni sayfanın ‘tesadüfen’ esen bir rüzgarla burnunun ucuna kadar düşeceğini elbette tahmin edemezdi. Yeni sayfanın adı Victoria idi. Bu güzel kadının gözlerinde büyük bir hüzün saklıydı. Sevdiği adam tarafından terk edilmişti ve karnında onun bebeğini taşıyordu. Ailesine bu durumu nasıl açıklayacağını düşünen Victoria’nın yardımına tabii ki Paul Sutton koşacaktı; çünkü o tam anlamıyla bir kahramandı. Victoria’nın bir anda hem kocası hem de kurtarıcısı oluvermişti. Peki ama bu düzenbazlık sevgili Victoria’nın sorunlarını çözmeye yetecek miydi?
Planlar, planlar ve planlar…
Bu evliliği sırtından vurulmuşçasına karşılayan babası, sarsılan ama metanetini koruyan annesi, hoşgörüyle yeni evli çifte kucak açan dedesi ve gülümsemesiyle kendini evinde hissettiren babaannesi… Mutlu ama zorlu bir aileye adım atmıştı Paul. Sonsuzluğu es geçip kısacık sürmesini planladıkları mutlu evlilikleri, bu genç çifte yaşama dair neler öğretecekti? Tabii ki de planların nasıl alt üst olabileceğini…
Bir mucize!
Victoria, ilk olarak ne zaman Paul’e karşı bir şeyler hissetmeye başladığını bilmiyordu. Belki çarpıştıkları ilk anda ya da Paul ona bavulunu toplaması için yardım ederken… Veyahut sahte kocası olmayı teklif ettiği an da olabilirdi. Tanrı’dan bir mucize dilemişti ve Tanrı’nın Victoria’ya verdiği yanıt harika olmuştu. Tabii Paul için de aynı duygular geçerliydi.
Kader ve seçimler…
O, anne ve babasını tanımamış yetimhanede büyümüş biriydi. Çocukluğu yıldızlara bakarak dilek tutmakla geçmişti. Dürüst bir adamdı ve aynı zamanda aşık… Kaderin Victoria ve Paul için güzel planları vardı evet ama Tanrı onların bu güzel yanıt için ne kadar emek harcayacaklarını merak etmekteydi. Bu sebeple kader onları karşılaştırdı ve geri kalanı bu genç çifte bıraktı. Onları bir araya getiren zorluklardı belki ama bir arada kalmalarının sebebi kendi seçimleriydi.
Siz de seçme hakkınızı kullanın. Herkesin kendi yolunu bulmasına inanan bir filmden ilham almayı seçin mesela. İlk fırsatta yollara düşün, hayaller kurun, bolca yaşayın ve kendinizi keşfedin.
İyi eğlenceler, iyi seyirler!
Serinletici Sinema Kulübü puanı:
Fragman:
